30 Temmuz 2023 Pazar

Doğu-Batı, Sanat -Zanaat, Soyut-Somut İkilemlerine Yaklaşımlar.






Bütün sanatlarda olduğu gibi, plastik sanatlar da da bir eserin ortaya çıkabilmesi için bir hammaddenin işlenmesi, elden geçirilmesi gereklidir. Sanatçı olarak nitelendirilen bireyin ortaya bir iş koyabilmesi için bir veya birkaç tür malzemeyi işlemesi, yoğurması ve şekillendirmesi gerekir.
Sanatçının elindeki aletlerle, hakim olmak zorunda olduğu madde arasında sürekli bir çelişme vardır.
Bu çelişme hammaddenin direnişi ile aletin çalışması arasında belirgin olarak ortaya çıkar.



Plastik sanatların hammaddesini oluşturan malzeme çok çeşitlidir. Ahşap, maden ve taş çeşitleri, cam, boya türleri, pamuk, yün ve benzerleri ilk akla gelenleridir.
Seramiğin alt yapısında olan kil, ilk çağlar' dan günümüze kadar en çok kullanılan malzemelerden biridir.
Seramik geleneksel bir anlatım dili ile organik olmayan malzemelerin oluşturduğu bileşimlerin, çeşitli yöntemlerle şekil verildikten sonra sırlanarak veya sırsız olarak sertleşip dayanıklılık kazanmasına varacak kadar pişirilmesi bilim ve teknolojisidir.



Seramik sanatı; plastik sanatların tüm öğelerini bünyesinde içeren, plastik sanatların tam olarak kendisi olabilen bir sanat dalı ve özetle resim, heykel sanatının bir birleşimidir. Ancak diğer dallara nazaran, daha fazla araç, gereç, donanım, teknolojik bilgi ve el becerisi gerektirmektedir.
Önemli olan şudur; ister tasarım ve işlev ağırlıklı, ister yorum ve kavram ağırlıklı ortaya konulan tasarımların tüm plastik sanat öğelerinden içermesi ilke ve endişesinden vazgeçilmemesidir.
Bugün, tasarım ağırlıklı ve işlevsel olarak yapılan seramiklerin, neredeyse seramik sanatı dışında tutulma eğilimleri vardır!



Ülkemizde belki pek çok sanat olayının bir geleneği yoktur ama seramik sanatının çok büyük bir geleneği vardır. Yine bizim geleneğimizde zaanatçı ve sanatçı ayrımı yoktur. İkisi bir bütündür. Bu ayrım bize batı kültürleri ile olan ilişkimiz sonucunda yerleşmiştir.
Ne var ki zanaat ve sanat ayrımının yapılmadığı devirlerin seramikleri (ör. İznik çinileri ) dünya sanat tarihinde yerini almıştır.
Biçim olarak seramik; hiç bir sınırlaması olmayan, soyut ya da somut, yerine göre işlevsel yerine göre yorum ağırlıklı, bazen de her ikisini bünyelerinde içerebilen bir daldır.


Son 40 yıla damgasını vurmuş olan Post-Modern sanat akımı doğrultusunda dünya seramikçileri özellikle seramik sanatının bir simgesi haline gelen çaydanlık formuna çeşitli yorumlar getirmektedir.
Bu arada konu çaydanlıktır ancak sadece araç olarak! amaç hiç de öyle işlevsel bir çaydanlık yapmak değildir. Önemli olan ortaya konan yeni yorumlarıdır.
Dolayısı ile sanatta işlev olmaz ya da işlev ve sanat olmaz gibi tutuculuklar tarihin karanlık sayfalarına gömülmüştür.
Geçmişi, gelecek perspektifinden yadsımadan, özgür ve özgün bir düşünce yapısıyla ve tüm yeniliklere açık olarak, daha kalitelisini ve daha yenisini arayan hedefler edinilmelidir.


Doğu ve Batı arasında kendini gösteren sanat anlayışı farkı üzerine şöyle denebilir: Avrupa sanat hiyerarşisinin tepesi figüratif resim ve heykel tarafından tutulmuştur. Belki bu nedenle olacak ki Batı'da sanat estetik anlamında kullanılmıştır. Hatta sanat yerine çok defa estetik kavramı da kullanılmıştır.
Doğu sanatında ise birinci derece önemli olan ahenktir!
Doğu sanatında genelde metafizik, Batı sanatında ise fiziki unsurlar ön plandadır.

Kısaca, anlatımda asıl olan somuttan soyuta gitmekse de Sanatçı; kavramsaldan nesnele giden yolları aramalıdır.
















Hiç yorum yok:

Yorum Gönder