Atlantis etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Atlantis etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

19 Haziran 2014 Perşembe

Bilinmeyenin Gölgesinde Arkeomitoloji: Mu Efsanesi ve Kalıntıları




Mu Kıtası: Atatürk’ten Churchward’a Bir Efsanenin Serüveni

1. Mu Kıtası Teorisi ve James Churchward

1920’lerde İngiliz araştırmacı James Churchward, Pasifik Okyanusu’nda bir zamanlar Mu adında kayıp bir kıtanın var olduğunu öne sürdü. Churchward, Naacal tabletleri diye adlandırdığı antik belgelerden yola çıkarak Mu’nun insanlığın anavatanı olduğunu iddia etti rationalwiki.org+3Google Kitaplar+3forums.totalwar.org+3Anne with a Book+10Vikipedi+10forums.totalwar.org+10.
Ancak bilim dünyası bu iddiaları:

  • Jeolojik olarak imkânsız, çünkü Pasifik tabanı bu tür bir kıtanın batışını desteklemiyor;

  • Belgelenmemiş tabletlere dayanıyor; bu tabletler yalnız Churchward tarafından görülmüş ve doğrulanmamış;

  • Çoğu dilbilimsel ve tarihsel çeviri yanlışlığı içeriyor şeklinde değerlendirdi VikipediLouis Wolfdouglasdouma.com.

2. Mayatepek Raporları ve Atatürk’ün İlgi Alanı

Atatürk, Tahsin Mayatepek’i Meksika Büyükelçisi olarak görevlendirdi; bu görevin amacı Maya-Türk dil benzerliklerini ve Mu kıtası bağlantılarını araştırmaktı Google Kitaplarforums.totalwar.org. Mayatepek, Mayalara ait bazı kelimeler ile Türkçede benzer kelimelerin karşılaştığını belirtti ve bu benzerliklerin Mu dilinden kaynaklanıyor olabileceğini düşündü.

Churchward’ın kitapları tercüme edilerek Türk Dil Kurumu ve tarihçiler tarafından incelendi; Atatürk bu çalışmalar doğrultusunda kapsamlı mevzuat notları aldı ve raporlar oluşturuldu rationalwiki.org+3forums.totalwar.org+3blog.my-mu.com+3.

3. Churchward’ın “Naacal Tabletleri” ve Bilimsel Eleştiriler

Churchward’ın iddia ettiği Naacal tabletler — Hindistan ya da Myanmar’daki bir tapınaktan geldiği söylenen yazıtlar — tanımlanmadı ve doğrulanmadı. Uzmanlar bunların varlığını veya içeriklerini doğrulayamadı reddit.comde.wikipedia.org.
Bilimsel çevreler, Churchward’ın sözlerini kurgu‑kılıfına sokulmuş spekülasyon olarak değerlendirdi; somut kanıt eksikliği nedeniyle pseudobilim olarak nitelendirildi douglasdouma.comVikipediVikipedi.

4. Tahsin Mayatepek Raporlarına Atıf

Mayatepek’in Atatürk’e sunduğu raporlar, Churchward’ın iddialarına dayansa da geriye bilimsel olarak teyit edilmiş somut bulgu bırakmaz. Türk Tarih Tezi çerçevesinde, Türk-Maya benzerliklerini incelerken çoğu araştırmacı bu kelime benzeşimlerinin tesadüfi ya da yanlış dil eşleştirmeleri olduğunu vurgular Google Kitaplarrationalwiki.org.

5. Kısacası: Mu Teorisi Neden Bilimden Kabul Görmedi?

ArgümanAçıklama
JeolojiPasifik tabanı eski jeolojik sürelerde oluştu; hızlı batış gibi bir olay mümkün değil.
ArkeolojiMoai ve benzeri yapılar izole volkanik adalar üzerinde yer alıyor—Mu’ya bağlanamıyor.
Dil/DilbilimTabletler ve Naacal dili tanımlanmamış; Türk‑Maya bağları akademik olarak yetersiz kanıtlarla desteklenmiş.
BelgelenebilirlikChurchward’ın iddia ettiği belgeler yalnızca kendisi tarafından görülmüş, başka kaynakça bulunmuyor.

6. Yorum ve Değerlendirme

  • Churchward’ın çalışmaları, alternatif tarih ve ezoterizm meraklılarında etkili oldu; ancak akademide geçerli kabul görmedi 

  • Atatürk’ün bu konuları inceletmesi, birçok tartışmayı tetiklemiştir; ancak araştırmalar sonucu bilimsel olarak “Mu kıtası kesin şekilde var” gibi bir kanıt ortaya koyamamıştır


Tüm bunlara rağmen etkisini hala sürdürmekte olan bu teorilerin gerçekle çok yakın bağları kurulabilir görünüyor. herkesin gerçekliği kendine tabi ki.. Buyurun yazıya.....



Aşağıda ki satırlar, Ulu Önder ATATÜRK’ün, MU kıtası ve uygarlığı hakkında araştırma yapması için özel olarak görevlendirdiği, TAHSİN MAYATEPEK’in elde ettiği bilgiler ve raporlarından derlenmiş alıntılardır.

Ur’un Sessiz Tanıkları: Göbekli Tepe’den Saabîlere Hoova Uygarlığı



1981’de Haluk Egemen Sarıkaya’nın önsözünü yazdığı “Bilim Araştırma Grubu – Dünya Operasyonu” adlı kitapta, Hz. İbrahim, Hoova uygarlığı, Ur (Urfa, Göbeklitepe) ve Sâbîîler arasında bağlantılar kuran pek çok bilgi yer alıyor.

Şu dikkat çekici: Bu kitapta sözü edilen Hoova uygarlığı ile, yaklaşık 30 yıl sonra keşfedilen Göbeklitepe kabartmalarında görülen yörünge içine alınmış “H” sembolleri birbirini tamamlar nitelikte.

Bu durumda sonda sormamız gereken soruları başta soralım:

Hoova nedir? İsrailliler bugün kimleri kapsar? Neden? Haluk Egemen Sarıkaya neden böyle bir yayın yaptı? BAM ( Bilim Araştırma Merkezi) neden tam olarak 99 yayın yaptı? ve en önemlisi bu kitaptan çok sonra ortaya çıkan GöbekliTepe ve civarında (Ur) ortaya çıkan H kabartmaları nasıl oluyorda birbirini tamamlıyor?

Bu benzerlik, bana göre, dünya üzerindeki tüm dikkatlerin yeniden Anadolu’ya yönelmesinin güçlü bir göstergesi. Ya da tarihini en büyük komplosu kurulmuş uzun zamandan beri ...