Olimpos Seramik etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Olimpos Seramik etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

5 Haziran 2023 Pazartesi

'' Olimpos Seramik '' Logo



Derin düşünce sahibi olduğu ve ileri görüşlülüğü her fırsatta ortaya konan Mustafa Kemal ATATÜRK’ün; MU kıtası ile UYGUR’lar dolayısıyla TÜRK’ler arasındaki bağların ortaya çıkarılması için başlattığı araştırmalar ve çalışmalarla, geçmişte yaşamış yüksek seviyede uygarlık ve medeniyet yaratmış bu insanların bilgi, deneyim ve tecrübelerini gün yüzüne çıkartıp onlardan faydalanarak hem kendi ulusunun hem de insanlığın gelişimine katkı sağlamayı amaçlamış ve buna bağlı olarak bilimsel dayanaklarla Türk Tarih Tezi'ni oluşturmuştur. Bu tezin ana iskeleti olarak MU kıtası ve uygarlığı hakkında araştırma yapması için özel olarak TAHSİN MAYATEPEK’i görevlendirmiştir.


TAHSİN MAYATEPEK raporlarının tamamına yakın bir bölümünü Mu kıtası ve uygarlığı konularında uzman olan JAMES CHURCHWARD adındaki İngiliz okült yazarın araştırmalarına dayandırmış ve yazarın yaptığı araştırmalardan elde ettiği bilgileri bir araya getirerek yazdığı kitapları ( KAYIP KITA MU, KAYIP KITA MU’NUN ÇOCUKLARI, KAYIP KITAMU’NUN KOZMİK GÜÇLERİ-1 , KAYIP KITA MU’NUN KOZMİK GÜÇLERİ-2 ) ulu öndere tavsiye eder. ATATÜRK büyük bir merakla bu kitapları tercüme ettirip üzerlerinde çalışır ve notlar alır.

Mu uygarlığının kolonileştirdiği ve daha sonra bağımsızlaşarak birer imparatorluğa dönüşen en önemli iki devleti, ATLANTİS ve UYGUR İmparatorluklarıdır. Ayrıca bugün Antik Mısır, Çin,
Hint ve Maya uygarlıkları diye bilinen uygarlıkların kökeninde de Mu uygarlığı yatmaktadır.

Mu‘dan göçen insanlar çeşitli yerlere yerleşmişlerdir. Mu uygarlığının kolonileştirdiği ve daha sonra bağımsızlaşarak birer imparatorluğa dönüşen en önemli iki devleti, ATLANTİS ve UYGUR İmparatorluklarıdır. Ayrıca bugün Antik Mısır, Çin, Hint ve Maya uygarlıkları diye bilinen uygarlıkların kökeninde de Mu uygarlığı yatmaktadır. O zamanlarda insanlar sahip oldukları bazı telepatik vb güçlere, dejenerasyonun ve bozulmaların getireceği felaketi önceden öğrenip, anlayıp ve göç etmişlerdir. Örneğin UYGUR kabilesi kuzeye gidip Asya’ya yerleşmiştir ve binlerce yıl sonra kurulan UYGUR devletinin adı bu bağlamda tesadüf olabilir mi ! Bu kabilelerden biri olan KARYEN ler de uzun bir yolculuktan sonra Akdeniz ve Ege denizine ulaşmışlar buraları kendilerine yurt tutmuşlar. Bunlarda lise tarih kitaplarından okuduğumuz gördüğümüz Sümer, Hitit, İyon, Lidya, Trak ve Helen' lerin ataları oldukları sanılıyor. Heredot karyen soyundan geldiğini iddia edip ve övündüğü anlatılır.




Helen Alfabesi:



Bu yolculuğun sonunda oluşmuş olan Helen (Yunan) alfabesi Mu kıtasının batış destanını anlatan harflerden oluşmaktadır;


Al-paa-ha (alpha)* be-ta(beta)* kam-ma (gamma)* tel-ta (delta)* ep- zil-onom (epsilon)* ze-ta (zeta)* et-ha (eta)* thetheha-ha (theta)* ıo-ta
(ıota)* kap-paa (kappa)* lam-be-ta (lambta)*MU (mu) ve devam eder..


ALPHA –
Al: ağır şiddetli, PAA: kırmak, ha: su
BETA –
BE: yürümek, TA: düzlük, yer, ova, zemin
GAMMA –
KAM: maruz kalmak, almak, MA: anne, dünya, toprak
DELTA –
TEL: derin, taban, dip, alt, TA: bulunduğu yer
EPSİLON –
EP: engel olmak, ZİL: sınır oluşturma, kenar yapmak, ONOM: büyük fırtına, hortum, kasırga
ZETA –
ZE: saldırmak, çarpmak, vurmak, TA: bulunduğu yer,
ETA –
ET: birlikte, ile, HA: su
THETA –
THETHE kaplamak, genişletmek, HA: su
IOTA –
IO: canlı, yaşayan hareketeden herşey, TA: bulunduğu yer
LAMBDA –
LAM: batmak, BE: gitmek, yürümek TA: bulunduğu yer
MU – MU
Nİ –
Nİ: uç, zirve, doruk
Xİ –
Xİ: doğmak, görünmek
OMİKRON –
OM: döndürmek, İK: rüzgar, LE: yer, ON:dairesel


Pİ –
Pİ: yavaş yavaş yerleştirmek
RHO –
LA: kadar, BO: gelmek
SİGMA –
Zİ: soğuk, İK: rüzgar, MA: toprak, ana
TAU –
TA: nerede, U: dip, çukur, uçurum
PHİ –
PE: gelmek, Hİ: çamur, kil
CHİ –
CHİ: ağzı açık
PSİ –
PE: gelmek, gitmek, Zİ: buhar
KAPA –
KA: çökelti, tortu, tümsek, PAA: kırmak, engel olmak, zorla girmek
UPSİLON –
U: Dip, çukur, uçurum, PA: gölcük, Zİ: soğuk, LE: yer, ON:
dairesel
OMEGA –
O: orada, MEC: döndürmek, KA: tortu.
şimdi bunları birleştirip hikaye haline getirirsek ;
Sular şiddetle ovalara hücum edip yayılır. Tümseklerin olduğu alçak yerlerdeki toprakları kaplar. Sahiller oluşturur ve girdaplar yeryüzüne saldırır. Sular, yaşayan ve hareket eden bütün her şeye yayılır. Tümsekler dayanamaz ve MU toprakları batar. Yalnız su üstünde kalan yüksek tepeler görünürde kaldı. Soğuk hava gelene kadar yavaş yavaş hortumlar, kasırgalar eser. Önceden vadilerin olduğu yerlerde artık uçurumlar ve soğuk derinlikler vardır. Daire şeklinde yerlerde çamur tabakaları oluşur. Açılan bir ağızdan dumanlar ve lavlar fışkırır, sonra buhar ve volkanik tortu gelir...
Yunan alfabesi sonuna kadar böyle devam ediyor .



Bu Bilgiler Işığında Logomuz:

Olimpos Seramik adımızı Antalya Yazır Köyü’ne bağlı, tarihinden ve doğasından etikilendiğimiz antik kentin adından aldık. Marka adımızda ve logomuzda bilinçli ve kasıtlı olarak Türkçe karakterlerle ’Olimpos’ olarak kullanmayı uygun gördük.
Bunun sebeplerinden birincisi, Yazır Köyüne bağlı antik kent ve aynı zamanda tatil yöresi olan belde Türkiye Cumhuriyeti topraklarıdır ve doğal olarak bize aittir. Bu nedenle bizim dilimize göre yazılmalıdır.
İkincisi, Olimpos (Olympos) adının kaynağı ve anlamı tam anlamıyla bilinmese de eski Anadolu dillerinden geldiği ve çoğunlukla “yüksek dağ” anlamını taşıdığı anlaşılmaktadır. Gökyüzündeki bulutlara kadar doruğu uzanan ve tanrıların yerleşim edindiği inancı Sümerlerden, eski anadolu uygarlıklarından İyonya’ya ve dolayısıyla Helen topluluklarına geçmiştir.


Bu durumda Olimpos adı kimilerinin sandığı gibi Hristiyanlığın ya da her hangi bir dinin mensuplarının tekelinde olan bir kavram değildir. Anlam olarak Ulu - yüksek - kutsal dağ anlamlarına geldiği, dolayısı ile tüm dünya da ki kutsal dağlar bu uygarlık ve dillerinde Olimpos (Olympos) olarak adlandırılmıştır. Diğer bir değişle orta doğu coğrafyasında Sina dağı, Anadolu'da Olimpos dağı, Asya da Kailaş dağı bu anlamda aynıdır yani kutsal ve ulu dağdır. İsimler sadece coğrafik dil ve isim farklılıklarıdır.


Logomuzun renkleri dünya sanat tarihine Atina ( Attike) Çömlekleri olarak geçmiş olan siyah ve kırmızı figürlü antik yunan vazoları olarak bilinen, ancak gerçekte Etrüsk + İyonya kültür ve miraslarından kalan çömleklerin ana renkleridir. Burada oluşmuş olan bir handikap, bu renklerin bitmiş çömleklerin üzerine fırça ile boyayarak bir ressamlık yapıldığı sanılmasıdır. Oysa gerçek bundan daha fazlasıdır. Renkler eski ustaların yüz yıllar süren birikim ve ustalıklarının sonucu oluşmuş olan karmaşık bir pişirim tekniğinin sonucudur. Yani eseri oluştururken eserin ana bünyesindeki kil ile esere pişirim öncesi sürülen daha ince katmanlı bir sıvı kilin üzerine yapılan çizimlerin, pişirim teknikleri uygulanarak renk alması sağlanıyordu. O dönemler de bugün bildiğimiz seramik sır ve renkleri çok bilinen bir teknik değildi. Dolayısıyla figürler ve renkler çamurun içindeki demir oksit oranına göre kırmızı ve siyah renklerine bürünüyordu. O tarihe kadar bulunmuş olan en ileri seramik teknolojisi bu olduğu için büyük ustaların eserleri bu teknikte üretilip sarayları ve elitlerin hanelerini süslüyordu. Bu sayede çok nitelikli desen ve formlardan oluşan eserler çok iyi korunmuş olarak günümüze kadar ulaşabilmiş ve bu renkler bir çömlek ekolü olarak kalmış. Bir seramikçi olarak logoda kullanılabilecek en iyi ve anlamlı renklerin bu olabileceğini düşündük.


Logoda kullanılan font tarz olarak yine yukarıda saydığımız eski kültürlerin süreçlerinden geçmiş ve temelinde Türk tamgalarının olduğu tematik antik dönem kazıma fontudur. Logo üzerindeki ikon ise yukarıda saydığımız Helen harflerinin için de ki 'PHİ' yani çamur-kil-balçık anlamlarına gelmektedir. Aynı zamanda bu sembol altın oran için de kullanılır ve güzelliğin estetiğin sembolüdür. Antik dönem rakamlarının yazıldığı Roma rakamları olarak bilinen rakam da atölyemizi kurduğumuz 2018 yılına işaret eder ve tarzımızı belirtir.
Biz üzerinde yaşadığımız coğrafyanın tarihinden ilham aldık.


Antik çağda toplam 19 dağ Olimpos ismini almıştır (eski Yunanca’da (Helen ve İyonya) bağlı kaynaklarda Olympos, Latince’de ve bağlı kaynaklarda Olympus).
Bunlardan bazıları,
  • Antalya’ da Tahtalı Dağı: Olimpos Köyü, Antalya’da antik kent kalıntıları bulunan bir vadi ve aynı zamanda tatil yöresinin yakınlarında bulunan ve zamanın da adını aldığı bugünkü Tahtalı dağı.

  • Bugünkü Yunanistan’ın en yüksek zirvesini oluşturan Tesalya bölgesinde eski Yunan Mitolojisi’nde tanrıların oturduğu kabul edilen ve 2919 m. yükseklikteki dağ,

  • Mysia Olimpos Dağı (Uludağ), Bursa’da, antik çağda Mysia Olimposu olarak da anılmış olan ve Marmara Bölgesi’nin en yüksek zirvesini oluşturan dağ,

  • Paphlagonia Olimpos Dağı: Bartın merkezi doğusunda, il merkezi ile Arıt beldesi arasındaki Arıt Dağı , Antik çağda ve 19. yüzyıl Batılı gezginleri tarafından Paphlagonia Olimpos’u olarak anılan dağ.

  • Olimpos Tepesi (Kıbrıs), Kıbrıs adasının 1952 m. ile en yüksek zirvesini oluşturan dağ,

Bu tarihi isimden esinlenerek, ABD’de iki dağa ve Mars’ta bir dağa aynı isim verilmiştir.

19 Haziran 2014 Perşembe

SERAMİK SANATÇISI NE YAPAR?


SERAMİK SANATÇISI - Mesleği ve Özellikleri







 

Seramik Sanatçısı; 

Sanat adına seramik malzemelerle üretim yapabilen ve ürettiği eserleri sergileyip, sanatseverlerin beğenisine sunan kişidir. 









 

GÖREVLERİ:




  •  Ortaya koyacağı (üreteceği) ürünün tasarımını ve desenlemesini (çizimini) yapar,

  •  Ürünleri biçimlendireceği model ve kalıpları hazırlar,

  •  Seramik çamurunu hazırlar, sıvı ve plastikliğine göre akışkanlığını ve yoğunluğunu ayarlar,

  •  Mekan ve fiziki şartlar yeterli değilse seramik çamurunu hazır alır,

  •  Eğer kalıplı çalışıyorsa, sıvı çamurun kalıba döküm ve kalıptan alma işlerini yapar,

  •  Plastik çamurla çalışıyorsa, tasarıma bağlı olarak şekillendirme işlemi yapar, gerekli görürse tasarımı yeniden yapar,

  •  Seramik çamurunun pişme, küçülme ve kuruma–küçülme deneyini yapar,

  •  Kullanacağı sırların (şeffaf-transparent, örtücü-opak, artistik vb.) deneylerini yapar, (düz plaka ve eğik yüzey üzerinde görünüm, akışkanlık, ısı reaksiyon vb.)

  •  Şekillendirilmesi yapılmış form üzerinde gerekli gördüğü; kazıma, kesme, perdahlama işlemlerini yapar, desen uygulamasını gerçekleştirir.

  •  Ürünün sırlı pişirimini yapar,

  • Gerek görürse dekorlama işlemini ve dekor pişirimini yapar,

  •  Ürettiği ürünleri sergiler sergi satışı gerçekleştirir.








 

KULLANILAN ALET VE MALZEMELER:




  • Seramik çamuru (Döküm çamurları ve plastik çamurlar),

  • Model kalemleri, (Ahşap-Metal-Plastik)

  • Kalıp yapımı için alçı, gomalak, arap sabunu

  • Sünger, çeşitli boy testereler, zımparalar, değişik ebatlarda kazıyıcı aletler,

  • Kalıp tahtaları ve alçı plakalar, seramik boyaları, (Sır altı, sır üstü)

  • Oksitler, seramik fırçaları, elek baskı, sır, fırınlar,

  • Karıştırıcı (Mikser), Alçı tornası, Çamur tornası,

  • Kurutma kabini,

  • Sırlama kabini, deneme fırını (Renklendiricileri görmek için),

  • Sır değirmeni, elekler,

  • Kompresör, serigrafi baskı düzeni,

  • Deneme ve mamül fırını,

  • Dip alma ve kazıma kalemleri-aletleri,

  • Çekme teli ve misina,

  • Yumuşak sistre, Kalın sistre, Çeki tahtaları,

  • Alçı masa, Mermer masa, Vakum pres, Filter pres (Çamuru filtre ederek plastik hale getirmek için)







Elektrikli Seramik Fırını












Odunlu Pişirim








 



MESLEĞİN GEREKTİRDİĞİ ÖZELLİKLER:

 

Seramik sanatçısı olmak isteyenlerin;




  • Üst düzeyde sanatsal yeteneği olan,

  • El ve gözünü eş güdümle kullanan,

  • Şekil ve uzay ilişkilerini görebilen,

  • Renk algısı yüksek,

  • Estetik görüş sahibi,

  • Bir nesneyi tasarlama ve çizim yeteneğine sahip,

  • Ayrıntılara dikkat eden,

  • El ve parmak becerisi yüksek,

  • Yeteneğini sürekli geliştiren, yaratıcı, sabırlı, eleştiriye açık, hoşgörülü


kimseler olması gerekir.

 





ÇALIŞMA ORTAMI VE KOŞULLARI:

 



Seramik sanatçısı, seramik ürünlerinin yapıldığı, mümkünse; geniş, ferah ve ışıklı atölyelerde çalışır. Çalışma ortamı nemli, alçı ve çamur malzemeleri ile kirlenmiş, sıcak ve kokulu olabilir. Bireysel ve ortaklaşa çalışmalar yapabilir. Tasarımını yaptığı işleri farklı mekan ve atölyelerde hazır malzemelerle şekillendirip, astarlayıp, boyayıp, desenleyip sırlayabilir. Pişirme işlerini başka atölyelerde gerçekleştirebilir. Meslektaşları, sanatseverler, müşteriler, müze ve galeri yetkilileri ve ilgili kişilerle iletişim içindedirler.







ÇALIŞMA ALANLARI VE İŞ BULMA OLANAKLARI:

 



  • Seramik bölümünde öğrenim görmüş kişiler, serbest sanatçı olarak çalışabilirler.

  • Kültür Bakanlığının ilgili birimlerinde veya kamu ve özel sektör kuruluşlarında Sanat Danışmanı olarak çalışabilirler.

  • Güzel Sanatlar Fakültesinin ilgili bölümlerinde Öğretim Görevlisi olarak çalışabilirler.

  • Seramik Sanayii ile ilgili fabrika ve atölyelerde çalışabilirler.








SERAMİK BÖLÜMÜ OLAN ÜNİVERSİTELER:

 



Mesleğin eğitimi aşağıdaki üniversitelere bağlı Güzel Sanatlar Fakültesi Seramik Bölümünde verilmektedir.




  • Afyon Kocatepe Üniversitesi

  • Akdeniz Üniversitesi (Antalya)

  • Anadolu Üniversitesi (Eskişehir)

  • Bilkent Üniversitesi (Ankara)

  • Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi

  • Çukurova Üniversitesi (Adana)

  • Dokuz Eylül Üniversitesi (İzmir)

  • Dumlupınar Üniversitesi (Kütahya)

  • Erciyes Üniversitesi (Kayseri)

  • Kocaeli Üniversitesi

  • Sakarya Üniversitesi

  • Selçuk Üniversitesi (Konya)

  • Süleyman Demirel Üniversitesi (Isparta)

  • Marmara Üniversitesi (İstanbul)

  • Mersin Üniversitesi

  • Mimar Sinan Üniversitesi ( İstanbul )

  • İstanbul Üniversitesi



Her yeni eğitim-öğretim yılında  bu listeye yeni üniversiteler katılabilir.












MESLEK EĞİTİMİNE GİRİŞ KOŞULLARI:

 




  • Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) tarafından yapılan lise son sınıf öğrencilerinin ve mezunlarının katıldığı öğrenci seçme sınavı (ÖSS) den gerekli baraj puanı alması ve üniversitelerin ilgili bölümlerince yapılacak olan özel yetenek sınavında başarılı olması gerekir.





  • Meslek Yüksek Okullarının Endüstriyel Seramik, Cam, Cam – Seramik, Seramik, Teknik Seramik önlisans bölümlerinden mezun olanlar ÖSYM tarafından yapılan Dikey Geçiş Sınavını kazandıkları takdirde Seramik Lisans Programına dikey geçiş yapabilirler.








EĞİTİMİN SÜRESİ VE İÇERİĞİ:



Seramik Bölümünde 8 yarıyıllık dönemlerden oluşan 4 yıl süreli eğitim verilmektedir:





1.Dönem:



Genel Sanat Tarihi-I, Sanat Kavramlarına Giriş-I, Temel Sanat Eğitimi-I, Desen-I, Temel Kimya-I, Seramiğe Giriş-I, Teknik Resim ve Perspektif-I, Türk Dili-I, Yabancı Dil-I, Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi-I





2. Dönem:



Genel Sanat Tarihi-II, Sanat Kavramlarına Giriş-II, Temel Sanat Eğitimi-II, Desen-II, Temel Kimya-II, Seramiğe Giriş-II, Teknik Resim ve Perspektif-II, Türk Dili-II, Yabancı Dil-II, Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi-II





3. Dönem:



Genel Sanat Tarihi-III, Estetik-I, Seramik Teknolojisi ve Uygulamaları-I, Alçı Atölyesi-I, Desen-III, Seramik Tasarım Atölyesi-I, Uygarlık Tarihi-I, Yabancı Dilde Okuma ve Konuşma





4. Dönem:



Genel Sanat Tarihi-IV, Estetik-II, Seramik Teknolojisi ve Uygulamaları-II, Alçı Atölyesi-II, Desen-IV, Seramik Tasarım Atölyesi-II, Uygarlık Tarihi-II, Mesleki Yabancı Dil-I





5. Dönem:



Çağdaş Sanat ve Yorumu-I, Seramik Teknolojisi ve Uygulamaları-III, Yapı ve Endüstri Seramiği-I, Yapı ve Sanat Seramiği-I, Dekor ve Montaj Tekniği-I, Sanat Toplum Bilimi-I, Bilgisayar-I, Mesleki Yabancı Dil-II





6. Dönem:



Çağdaş Sanat ve Yorumu-II, Seramik Teknolojisi ve Uygulamaları-IV, Yapı ve Endüstri Seramiği-II, Yapı ve Sanat Seramiği-II, Dekor ve Montaj Tekniği-II, Sanat Toplum Bilimi-II, Bilgisayar-II, İş Hayatı için Yabancı Dil





7. Dönem:



Günümüz Dünya Sanatı-I, Ergonometri, Ser. Restorasyon ve Konservasy. Seçmeli Ders-Proje I, Sanat Felsefesi-I, Bilgisayar-III





8. Dönem:



Günümüz Dünya Sanatı-II, Seramik Tarihi, Seminer, Seçmeli Ders-Proje II, Sanat Felsefesi-II, Bilgisayar-IV



 



MESLEKTE  İLERLEME:



Dört yıllık lisans eğitiminden sonra kendi alanlarında master ve doktora eğitimi alarak kariyerlerini yükseltebilirler, yüksek öğretim kurumlarında öğretim üyesi olabilirler.



 



BURS, KREDİ VE ÜCRET DURUMU





Eğitim Süresince:





  • Yüksek Öğretim Kredi ve Yurtlar Kurumu Genel Müdürlüğünün sağladığı yüksek öğrenim ve harç kredisinden yararlanabilirler.

  • Çeşitli kurum ve kuruluşlarının sağlamış olduğu burs imkanlarından yararlanabilirler.








Eğitim Sonrası:

 




  • Seramik sanatçılarının kazanç durumları çalıştıkları işyerlerinin büyüklüğü ve meslek mensuplarının tanınmışlığı, tecrübesi, eserlerine olan ilginin olup olmamasına göre değişiklik arz eder.

  • Yapılan araştırmalarda meslek mensuplarının kazanç durumları asgari ücret ile asgari ücretin 3 katı oranında değişiklik gösterdiği gözlemlenmiştir.

  • Meslek mensupları özgün çalışmalar yapması ve ürettiği ürünün sanat severler tarafından tutulması halinde çok yüksek oranlarda kazanç elde edebilirler.


 





AYRINTILI BİLGİ İÇİN BAŞVURULABİLECEK YERLER:

 



İlgili eğitim kurumları,



Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü Ankara Meslek Danışma Merkezi,



Bünyesinde Meslek Danışma Merkezi bulunan Türkiye İş Kurumu İl ve Şube Müdürlükleri.


SERAMİK NEDİR?







Seramik; dört ana element olan Ateş, Hava, Su ve Toprağı, en etkin ve en yalın şekilde kullanarak ortaya eserler çıkaran Sanat ve Mühendislik alanıdır. Toprak ve Sudan oluşan çamurun şekillendirilerek Doğal kuruması, ortalama olarak 900/1400c arasında pişirilerek ortaya çıkarılması sonucu, solmadan ve bozulmadan yüzyıllar boyunca dayanabilen eserlerdir seramik.

Ufuk ÖZÇİZME










‘’ Seramik altının Toprak, üstünün Cam olduğunu duyumsatandır!..   İnsanın yeryüzüyle, Gökyüzü arasında yaşadığını anımsatan bir duygudur bu.



Dünyamızın dönmesi örneği, çoğu kez dönen bir çark üzerinde biçime ulaşır seramik.



O nedenle de bu yaratıcı kaynağı kullanmak, çarkı döndürmek gerek diyorum... ‘’



Prof. Dr GÜNGÖR GÜNER










 



Seramik,  geleneksel bir anlatım dili ile şu şekilde tanımlanır. Organik olmayan malzemelerin oluşturduğu bileşimlerin , çeşitli yöntemler ile şekil verildikten sonra, sırlanarak veya sırlanmayarak sertleşip dayanıklılık kazanmasına varacak kadar pişirilmesi bilim ve teknolojisidir.



Günümüzde seramik tanımlaması şöyle de yapılabilmektedir:  Metal ve alaşımları dışında kalan, inorganik sayılan tüm mühendislik malzemeleri ve bunları  ürünlerinden olan her şey seramiktir.



Bu tür tanımlamanın yanısıra seramik , aynı zamanda bir sanat dalıdır.



Prof. Dr Ateş ARCASOY



 

 

 






14 Haziran 2014 Cumartesi

Manifesto




Seramik için toprağın ateşle dansı denir. On binlerce yıl öncesinden günümüze gelerek, insanın ateşle buluşmasından bu yana sürekli gelişen bir sanat dalı olmuştur. Tarih öncesinden bugüne kadar binlerce yıllık gelişimin getirdiği dayanıklılık, estetik ve bilgelik bu sanatın içerisinde fazlasıyla vardır.



Bir kültürü geleceğe taşıyan, uygarlıkları kalıcı kılan en önemli unsur eserleridir. Sanatın bu anlamda kalıcı ve birleştirici bir özelliği vardır. İnsanlığın ilk yıllarından beri yaşanılan mekana, ortama, kullanılan tekniğe göre sürekli gelişmiştir. Bu gelişime baktığımızda topraktan mamul eşyanın yapımı ile aynı paralellikte ilerlediğini görürüz.


Tüm bu özellikleriyle hiç şüphe yoktur ki antik çağ sanatının en iyi izlenebildiği alanlardan biri seramiktir. Bu anlamda seramik yeni bir yüzyıla girdiğimiz şu günlerde bile kanıt olacak malzeme konumundadır. Sanatın tarihsel süreci hakkında bilgilendikçe seramik sanatına karşı kişisel bir bakış açısı kazanır ve yaşadığımız bölgenin tarihine dolayısı ile sanatına daha duyarlı oluruz.

Bugün artık özgün ve zengin zevkleri olan bireylerin çağdaş seramik tasarımlarını tercih ettiğini görmekteyiz ancak, özellikle ülkemizde büyük bir çoğunluk için SERAMİK sözcüğü bir sanat ve kültür dalından çok, günlük kullanım alanlarını ifade etmektedir.

Ne yazık ki sanata ve bilime çeşitli sebeblerden dolayı uzak kalmamızın bir sonucu olarak oluşan bilgi ve ilgi eksikliğinden seramik sanat dalıda nasibini almıştır.


El yapımı ve yüzde yüz doğal ürünler hayatlarımızda çok fazla yer bulamamakla birlikte, plastik ve kötü kaliteye sahip uzak doğu ürünleri bilinçsiz bir şekilde tercih edilmektedir. Oysa ki insanlığın tarihiyle neredeyse yaşıt olan seramiğin, yaşamlarımız da daha fazla yer alması bir istekten ziyade bir gereklilik olmalıdır.


Çünkü seramik, dört ana element olan Ateş - Hava - Su ve Toprağı aynı anda en yalın ve en sade şekilde kullanabilen tek sanat dalıdır. Bu sadelik ve yalınlıkla yapılan her bir parçanın yer yüzünün gücünü yansıttığını düşünürken, bu güçten ilham alarak seramik sanatının antik ve etnik geçmişini, çağdaş ve modern şekli ile yansıtmaya çalışıyorum / Ufuk Özçizme 15,06,2014