5 Haziran 2023 Pazartesi

Geleceğin İnsan Krallığı

Dünya insanlığının kozmik analizinden bir alıntı.

Çeviri : Ufuk Özçizme



Dünya üzerindeki insan toplumu, gelişim sürecindeki kozmik bir gerçekliktir. Bu süreç, 'hayvanlar krallığı'ndan 'insanlar krallığı'na geçişi ifade eden bir aşamadır. Dolayısıyla bu durum, 'bencillik' ve 'özgecilik'* olarak ifade edilebilecek iki krallığın baskın enerjileri arasındaki bir mücadele ve savaştır.

Bencil enerjiler kozmik doğaları gereği patlayıcı ya da parçalayıcı iken, özgeci enerjiler birleştirici ve kapsayıcıdır. Bu varoluş biçimi, insanlığın her zaman belirsiz ve parçalanmış bir durumdan tutarlı ve bütünsel bir dönüşüme doğru ilerlediği anlamına gelir. Başka bir deyişle, bu topluluk parlak bir güneş üzerinde yoğunlaşan yıldız sisine benzetilebilir. Bu aşamada, dünya insanlığı oldukça yoğunlaşmış ve parlayan kümeleri temsil edecek kadar ilerlemiştir. Biz bu parlayan kümeleri 'uluslar' ya da 'devlet güçleri' olarak tanıyoruz. Ancak yoğunlaşma süreci gelişme aşamasındadır ve devam etmektedir!

Bir dizi uluslararası olay sonucunda devlet güçleri öylesine kaynaşmış ve birbirlerine öylesine bağımlı hale gelmişlerdir ki, içlerinden tek bir tanesinin bile bu koalisyondan kopmasının felaket olacağı bir duruma evrilmiş bulunmaktayız. Bu gerçek, dünya toplumunun anlayışlı ve zeki üyeleri için o kadar açık hale geldi ki, büyük savaş karşıtı hareketlerin, barış federasyonlarının ve Birleşmiş Milletler Topluluğunun ortaya çıkmasına neden oldu. Bu genişleme ve oluşum devam etmektedir. Dünya dinlerinin 'tek sürü ve tek çoban' vaadini yerine getirmek isteyen güçler, ortak bir dünya yönetimi ve Dünya Hükümeti kurulmasına giderek daha fazla odaklanmaktadırlar. Dünya insanlığının yaşadığı mevcut acıların ve zorlukların istisnasız olarak kaynaklandığı hayvani enerji 'BENCİLLİK' ile günümüzün 'milliyetçilik, ırkçılık, dincilik' anlayışları neredeyse aynı şeydir. Ancak bu, ruh ve kültürdeki ayırt edici ulusal özelliklerin bastırılması anlamına gelmez. Burada sadece bunlarla çelişen ve bir bütün olarak dünya toplumunun refahına ve varlığını sürdürmesine zarar veren yönler ele alınmalıdır.

Hedef;
Yeni bir dünya dürtüsü tarafından desteklenen, ilahi yaratıcı ilkenin bencil olmayan, enternasyonalist sürekli teşvikiyle, karşılıklı maneviyat ve MUTLAK BİLGİ ile tüm renk ve kültürlerden oluşan uluslararası bir 'Dünya Otoritesi'nin zaferi.

Ruhani bir temele sahip ve bu temel üzerine inşa edilmiş adil ve mükemmel bir dünya hükümeti hiçbir şekilde bir ütopya olarak görülemez. Aksine, onun büyümesi her gün gözlerimizin önünde fraksiyonel olarak gerçekleşen bir olgudur.

Hiçbir dünya insanı bu olguya sebepsiz yere karşı çıkamayacağı gibi, onun tarafından uyarılmaktan da kaçınamaz. Bu giderek daha vahim bir gerçeklik haline gelmektedir. Dünya devletlerinin günümüzdeki etkileri, insanlığın bugün fiilen yaşamakta olduğu eksiklik ve kusurlardan başka bir şey değildir.

Esasen insanlık normal bireylerden oluşur ve normal bireyler sadece normal eylemlerde bulunur. Bunlar deneyimle mantıksal olarak gerekçelendirilen eylemler olduğundan, insanlık toplumun korunması açısından nasıl mantıksal davranacağını anlayacaktır ve anlamaya başlamıştır. Çünkü şu anki varlığı mantıksız ve yanlış deneyimlerle doludur. Bunun farkına varmazsa, varoluşunda anormallik damgasını sonsuza dek taşımak zorunda kalacaktır.

Tüm deneyimler, gerçekte insanlığın zihinsel yetilerinde hiçbir sorun olmadığını göstermektedir. Ayrıca zaman içinde gelişmeye devam eder. Etrafındaki her şeyden faydalanır ve öğrenir. Gelişim açısından bakıldığında, olması gerektiği gibi, yükselen bir ivmeyle normal bir şekilde gelişmektedir. Bu ivmeye göre 'Dünya Otoritesi' kavramı, insanlığın bu zaman dilimindeki yaratım ve varoluş sürecinde ya hızlanarak ya da yavaşlayarak yer aldığı doğal olarak vazgeçilmez bir gerçekliktir. Yani olması gereken mutlak duruma doğru hızla ilerliyor ya da durduğu için mutlak bir gereklilik olarak giderek daha fazla ortaya çıkıyor.

Bu nedenle, dünyadaki her insan için bu büyük sorunun cevabı, ilahi hikmette ve her yerde olduğu gibi, bu büyük emirdir. Soru: 'Barış otoritesinin yaratılması ve dünyada tam bir uyum ve mutluluğun hakim olması için ne yapabilirim? Cevap: 'Birbirinizi sevin! Bu nedenle bencil enerjilerin bunu engellemek için tarih boyunca geliştirdikleri ...izm ve ...cizm kavramları durumu bir nebze olsun aydınlatmaya yetmektedir. Yaratıcı ilkenin enerji ve titreşimlerine bağlı olarak bu buyruğun yerine getirilebilmesi için insanlığın günlük eylemlerine ve yaşam olaylarına yayılabilecek bazı faktörlerin ortaya çıkarılması ve geliştirilmesi gerekmektedir. Bu faktörler, bu enerjinin mükemmel durumuna ulaşması için oldukça gerekli görülmelidir.

1. Diğerkâmlığın her yönden bencilliğe galip gelmesi, ben­cilliğin ortadan kaldırılması. Toplumsal hakların kişisel haklara karşılık kesin öncelik kazanması. 2. Uluslararası, kültür ve gelenek çeşitliliği korunan, her bireyin karşılık bulabileceği demokratik bir Dünya Otoritesinin oluşturulması. 3. Tüm ülkelerin silahsızlanması ve ayrı ayrı ordular yerine uluslararası, tarafsız bir dünya polis gücünün kurulması. 4. Hem maddi hem de manevi alanlarda en yüksek otoritenin tem­silcisi sayılacak, uluslararası, şeffaf, yüksek seviyeli bir adalet sisteminin geliştirilmesi. Bu sisteme, anormal eylemler ile suçları ayırt edebilecek ve gelişim süreci ile varoluş yasaları üzerine bilgi sahibi olan bilim adamları katılacak, böylece herkes için aynı derecede geçerli bir adalet ve doğruluk garantisi kurulmuş olacaktır 5. Değerli mallara sahip özel kişilerin mallarına el konulup kişisel mülkiyet hakklarının kaldırılarak, otoriteye devredilmesi. 6. Paranın kaldırılması ve onun yerine kişisel çalışmaların ge­çerli değer haline gelmesi. Böylece, aynı kişinin tek alışveriş imkanı da yapılan çalışma karşılığında alınan makbuzlara bağlı ola­caktır. (Günümüzde Blockchain tabanlı Kripto Para Teknolojisi) 7. Dünya Devleti yararına olmak üzere çocuklar, sakatlar ve ihtiyarlara yardım için sermayesi çalışma makbuzlarından yapıla­cak kesintilerle karşılanan ortak bir vakfın yaratılması. 8. Makinelerin ve robotların kullanımı sayesinde maddeye dönük harcanan saatleri­n kısaltılması, ruhsal araştırma ve uygulamaları için zaman ayrılması lehine fiziksel çalışma sürelerinin azaltılması. 9. Şiddet ve kan dökmeye eğilimli politikaların devre dışı bırakılması 10. İşkence, dayak ve ölüm cezasının ortadan kalkması için, uzmanlar nezaretinde iyi düşünülmüş staj ve eğitim önlemleri. 11. Sağlıklı ve iyi aydınlatılmış barınma koşulları da dahil olmak üzere vejeteryan gıdanın, esenliğin ve fiziksel bedenin bakımının geliştirilmesi. 12. Entellektüel hürriyetin, manevi özgürlüğün ve hümanitenin, ister İnsan olsun, hayvan olsun, bitki ya da mineral olsun her tür var­lığa duyulan sevginin kesin tesisi.

Bu on iki noktanın uygulanmasıyla, doğru analizler ve verilerle, yaşamın en büyük mesajının yerine getirilmesinin buna bağlı olduğu ve insan gelişiminin gücünün ancak bu mesaj etrafında toplanabileceği görülecektir: Yeni, kozmik dünya dürtüsüne dayanan 'Birbirinizi sevin', insanlığın günlük varoluşunda etkin bir şekilde tezahür edecektir. Sonuç olarak, yukarıda belirtilen hususlar beyin tarafından tasarlanmış bir spekülasyon ya da kurgulanmış bir hipotez değildir. Bunlar varoluş sürecindeki önceki gerçekçi deneyimlerin günümüzdeki yansımalarıdır. Dolayısıyla, dünyevi hiçbir insan bu gerçekliklerle temas etmeden ya da bu enerjilerle çevrelenmeden var olamaz.

Dolayısıyla, bu enerjilerle ya da bu on iki noktayla uyum içinde olmak, ilahi dünya planıyla uyum içinde olmak ve Dünya'da Barış'ın yaratılmasında uyarıcı bir faktör olmakla aynı şeydir. Bu, varoluş düzleminde olumlu bir başkalaşım ve her dünyevi insan için büyük bir doğumdur. Bu noktalara veya enerjilere düşmanlık, dünya enerjileriyle ve dünya dinlerinin kalbiyle uyumsuzluk anlamına gelir. Bu, insanlığın karanlık savaş ve acı alanlarından kurtuluşunun engellenmesi ve öyle kalması anlamına gelir. Kendi mutluluğunuz için kendinizi zayıflatıcı bir faktör haline getirmek!

Ancak İlahi Yaratıcı İlke'nin ışık radyasyonundan gelen enerjiler uzun zaman önce dünya insanlığının evriminde baskın bir faktör haline geldiğinden, insanlığın hayvanlar aleminden insanlar alemine doğru gelişmekte olduğu bir gerçek haline gelmiştir. Bu gelişim ancak şu büyük emrin yerine getirilmesi temelinde gerçekleştirilebilir: 'Birbirinizi sevin'. Bu gerçekleşme, dünya insanlığı için ilahi dünya planına göre, sadece belirli noktalar şeklinde serbest bırakılabileceği gerçeğini de beraberinde getirir. Bu durumda, bu noktaların genişlemesi ve bunun sonucunda ilahi bir dünya otoritesinin yaratılması da mutlak bir gerçeklik olarak tezahür edecektir.

İçinde bulunduğumuz yüzyılda tüm dünyada meydana gelen büyük olaylar, dünya insanlığının alacakaranlık halinin parlak, berrak bir varlığa dönüşmesi olarak tanımlanmalıdır; bunlar dünya insanlığının sosyal bedenindeki hayvanlar aleminin ölüm mücadelesidir; kozmik insan krallığının yeryüzünde yeniden dirilişinin başlangıcıdır. Nefret, intikam ve kendini savunmanın kölelik, istifçilik ve açgözlülükle savaştığı bir bölgedeki mücadeleyle özdeş olan bu büyük olayların kan dökülmeden gerçekleşmemesi gayet doğaldır. Bu tür enerjilerin karşılıklı etkileşimini ifade eden bir savaş alanı sadece cesetler üretebilir. Ancak bu cesetlerden dünya yeni, şekil değiştirmiş bir görünümle ortaya çıkacak ve Dünya akıl ve sevginin titreşimi, sezgi ve mutluluğun uyumu olacaktır.


Kaynak: Martinus Thomsen, Livet Bog, Vol1, Chapter 4, An International World State in Creation
(Hayat Kitabı - Üçüncü Ahit - Cilt1 Bölüm4 - Yaratılışta Uluslararası Bir Dünya Devleti )


* Diğerkâmlık veya Altruism, bireyin herhangi bir çıkar gözetmeden, dışarıdan ödül beklemeden, hatta bazen de bir bedel ödeyerek diğer bireylerin veya toplumun iyiliği uğruna fedakârlıkta bulunmasını prensip edinen bir tutumdur. Ayrıca “başkalarının yararını da kendi yararı kadar gözetme”, “maddi veya manevi kişisel çıkar gözetmeksizin diğer insanlara yararlı olmaya çalışma” ve “bencil
lik karşıtı hareketlerde bulunma” olarak da tanımlanır.

** Fraksiyonel ( Fractional ) Bir oluşum içinde, oluşumun izlemekte olduğu ana çizgiye karşı olan, ayrı bir merkezi bulunan ve oluşumun çoğunlukla aldığı kararlara karşı savaşan dahili grup veya yapılanma.

Kapaktaki sembolün açılımı: Sembol geleceği, tamamen evrimleşmiş Dünya insanlığını sembolize eder. Her şey enternasyonalizme doğru gelişecek. Dünyanın tüm devletleri, ortak bir dünya hükümetiyle tek bir devlet olarak birleşecek. Dünyanın tüm doğal kaynakları tüm insanlığın ortak malı olacak. İnsan yaratma yeteneği sayesinde, doğal kaynaklar günlük hayatımızı sürdürecek şekilde dönüştürülecektir. Bu yaratma yeteneği, tek gerçek değer birimini temsil eder ve parasal sistemin yerini alacaktır. Her insan, doğumundan ölümüne kadar kendi yaşamının maliyeti kadar saat çalışacaktır. Kimse başkalarının pahasına yaşayamaz.
Sembolün ana detayları:
  • Ortadaki sarı güneş, tüm insanlığın ortak yönetimini simgelemektedir.
  • Siyah oklu beyaz yuvarlak bölümler, Dünya'nın çeşitli uluslarını simgelemektedir. Hepsi güneş ışınlarının içinde yer alırlar, bu da onların ortak hükümete tabi oldukları anlamına gelir.
  • Işınların sarı ve yeşil olması, devletlerin komşu sevgisi ile aynı olan entelektüelleştirilmiş duygu tarafından yönetildiğini sembolize eder.
  • Sarı güneşin ortasındaki mavi yıldız, dünya hükümetinin kozmik olarak bilinçli varlıklardan oluştuğunu sembolize ediyor.
  • Beyaz üçgen, evrenin sonsuz kaynağını ve gerçek Tanrısını sembolize eder.
  • En dıştaki turuncu ve sarı inen ışınlar sırasıyla karanlık dinleri ve insancıl dinleri simgelemektedir. Artık dünya krallığında belirli bir güçleri yok.
  • Ebedi gerçeği veya bilim olarak yaşamın gizeminin çözümünü oluşturan büyük beyaz ışın hakimdir.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder