19 Ağustos 2025 Salı

Batmayan Güneşin Ülkesi

 

Batmayan bir güneş, aslında hiç doğmayan bir gelecektir....

Rammstein şarkı analizi üzerinden Türkiye'nin ideolojik çürümesine bir bakış.


Rammstein’in “Sonne” şarkısı (2001, Mutter albümü) yüzeyde güneşten bahsediyor gibi görünse de, şarkının sözleri çok katmanlı ve farklı yorumlara açık. Grup, bu parçanın kesin bir “tek anlamı” olmadığını söylese de, yıllar içinde hem müzik videosu hem de sözlerin tonuyla ilgili birkaç ana yorum öne çıkıyor.

6 Ağustos 2025 Çarşamba

Eski Türkçe’de “Şaman” Sözcüğü Var mıydı?

 


"Şaman" sözcüğünün kökeni üzerine yapılan araştırmalar, bu terimin Eski Türkçe'de doğrudan kullanılıp kullanılmadığına dair net bir kanıt ortaya koymamaktadır. Genel kanı, “şaman” kelimesinin köken itibarıyla Tunguzca (özellikle Evenkçe) kökenli olduğudur. Bu dile göre “šaman” ya da “šamán” biçiminde kullanılan kelime, “bilen, ruhlarla iletişim kuran kişi” anlamını taşır (Eliade, 1964).

Bu sözcük, 17. yüzyıldan itibaren Rus kaşif ve misyonerler aracılığıyla Batı literatürüne girmiştir. Daha sonra ise akademik antropoloji ve etnografya terminolojisine dahil edilmiş, zamanla bir "çatı terim" halini almıştır. Bugün, “Şamanizm” ifadesi, Sibirya, Orta Asya, Amerika ve bazı Güneydoğu Asya toplumlarındaki benzer ruhani pratikleri tanımlamak için kullanılmaktadır.

Ancak bu modern kullanım, geçmişteki yerel halkların kendi inanç sistemlerini adlandırma biçimleriyle örtüşmez. Hiçbir eski kültür, inanç sistemine doğrudan “Şamanizm” adını vermezdi. Bu adlandırma, dışarıdan gözlemleyen araştırmacıların oluşturduğu bir sınıflandırmadır.

Eski Türk kültürlerinde ise şaman işlevine sahip kişilere farklı adlar verilmiştir. En yaygın bilinenlerden biri “kam” (ya da “qam”) kelimesidir. Bu kişi, ruhlar âlemiyle bağlantı kuran, hastalıkları iyileştiren, kehanette bulunan ve topluluğun ruhsal rehberliğini yapan figürdür. Orhun Yazıtları'nda bu kelime doğrudan geçmese de, sonraki dönem yazılı kaynaklarında ve sözlü gelenekte yerini koruduğu bilinmektedir (Clauson, 1972; Kafesoğlu, 1986).

Dolayısıyla “şaman” kelimesi, Eski Türkçe’ye ait değildir; fakat şamanlık kurumu, Türk halkları da dâhil olmak üzere Avrasya’nın birçok yerli halkında farklı adlarla var olmuştur. Bugün “Şamanizm” dediğimiz şey, esasen çok çeşitli ve yerel adlarla tanımlanmış, birbirinden farklı ama benzer işlevler gören inanç sistemlerinin modern, akademik bir sınıflandırmasıdır.


Kaynakça:

  • Eliade, Mircea. Shamanism: Archaic Techniques of Ecstasy. Princeton University Press, 1964.

  • Clauson, Gerard. An Etymological Dictionary of Pre-Thirteenth-Century Turkish. Oxford: Clarendon Press, 1972.

  • Kafesoğlu, İbrahim. Türk Milli Kültürü. Ötüken Neşriyat, 1986.

  • Hoppál, Mihály. Shamanism: An Introduction. International Society for Shamanistic Research, 2002.

3 Ağustos 2025 Pazar

Boğa’nın Gücüyle Şekillenen El Yapımı Seramik Fincan

 



Bazı objeler vardır ki yalnızca işlevsel olmakla kalmaz; aynı zamanda binlerce yıllık bir hafızayı, kültürel bir katmanı ve içsel bir çağrıyı da içinde taşır. "Taurus Boğa Gravürlü El Yapımı Seramik Fincan" tam da böyle bir obje… Yüzeyindeki boğa kafatası gravürüyle yalnızca göze değil, belleğe ve sezgiye de sesleniyor.

31 Temmuz 2025 Perşembe

Vitruvius Yeşil: Doğanın Ruhu, Antik Zanaatla Buluşuyor

 



Bazı objeler vardır; yalnızca kullanmak için değil, hissetmek, hatırlamak ve bağ kurmak için üretilir.
Vitruvius Yeşil Espresso Fincanı da tam olarak böyle bir parça: Antik dünyanın estetiğini, doğanın iç sesini ve el işçiliğinin sıcaklığını bir araya getiren özel bir obje.

30 Temmuz 2025 Çarşamba

Tamgasay: Kayalara Kazınmış Bir Hafıza ile Kahve İçmek



Bazı objeleri yalnızca kullanmak için yapmam.
Onlar, hatırlamak için, hissetmek için ve bir yerlerle –ya da bir zamanlarla– yeniden bağ kurmak için doğar.
Tamgasay fincanlarını işte bu duyguyla tasarladım.

Bu fincanlar, binlerce yıl öncesinden bugüne gelen sesleri kaya yüzeylerine kazınmış izlerden toplayarak taşıyor. Her biri küçük birer totem gibi; zamana direnen, anlamla yoğrulmuş, ruhu olan objeler…

29 Temmuz 2025 Salı

Tisania ile Başlayan Sessiz Ritüelim

 



Bir fincan, sadece içmek için değil; hatırlamak, beklemek, dönüşmek içindir.

Bazı anlar vardır…
Dış dünya uzaklaşır, sesler yerini hafif bir uğultuya bırakır, zaman ağırlaşır.
O anlarda elim hep aynı fincana gider.
Tisania...

Ergene Kam'ın Hikayesi



Bu şamanik mitolojik anlatı orta asya'nın kadim halkları arasında kuşaktan kuşağa

aktarılan, doğa ile ruh arasındaki bağı kuran Kamların kutsal yolculuklarından çıkış

alan yeni bir hikayeyi konu alır.

Doğanın Bilgeliğiyle Şekillenen Bir Tılsım: Şaman Figürlü Geyik Kolye

 




“Bu Kolye, Bir Hatırlayıştır...”

Ben bu kolyeyi tasarlarken yalnızca bir takı üretmedim.
Toprağa dokundum, rüzgârı dinledim, binlerce yıl öncesinden gelen şamanların fısıltılarını duymak istedim. Bu kolye, doğanın bilgeliğiyle ve kadim sembollerin ruhuyla şekillendi.

İlhamımı, Orta Asya ve Sibirya şamanizminin güçlü sembollerinden aldım.
Kolyede yer alan geyik figürü, benim için zarafetin, rehberliğin ve farklı boyutlar arasında geçişin simgesi.
Şaman figürü ise içsel dönüşümün, ruhla beden arasındaki köprünün, bir yolculuğun sembolü.

Her bir detayını özenle tasarladım; çünkü bu sadece bir süs değil — bir anlam taşımalıydı. Doğayla ve insan ruhunun derinlikleriyle kurduğumuz o görünmez bağı yeniden hissettirecek bir tılsım olsun istedim.

24 Temmuz 2025 Perşembe

Bir Kolye Değil, Bir Tılsım: Şamanik Bilgeliğin İzinde Bir Takı Yolculuğu

 



Her kolye bir hikâye anlatır…

Ama bazıları sadece süs değil, aynı zamanda bir çağrı, bir hatırlatıcı, bir koruyucudur. Olympos Seramik Atölyesi'nde doğan bu özel kolye tasarımı da, tam olarak böyle bir anlamla yola çıktı.

Asya Şamanizmi'nin kadim öğretilerinden ilham alan bu kolye, sadece bir aksesuar değil; şifa, koruma ve farkındalık enerjilerini taşıyan bir totem niteliğinde. Üzerindeki figür, doğayla, ruhsal dünyalarla ve içsel yolculuklarla kurulan köprülerin sembolü.

Anadolu'da Şamanizmden İslam’a Uzanan Sembolik Yolculuk

 İnançlar tarih boyunca değişmez değil, dönüşür. Eski Türk topluluklarının Şamanik dünyasıyla başlayan ruhsal yolculuk, İslamiyet’in kabulüyle kesintiye uğramamış, aksine zamanla katmanlaşarak zengin bir senteze dönüşmüştür. Anadolu bu sentezin en yoğun yaşandığı coğrafyalardan biridir. Peki, bu geçiş nasıl yaşandı? Hangi ritüel ve semboller eski inançlardan günümüze taşındı?

Bu yazı, Şamanizm ile İslam arasında Anadolu topraklarında örülen bu tarihsel geçişkenliği; ritüeller, semboller, mekânlar ve sanat eserleri üzerinden inceliyor.

Doğa, Ruh ve İçsel Özgürlük Üzerine Bir İnceleme

 Stoacılık ve Şamanizm Arasındaki Derin Bağlar 

Farklı coğrafyalarda, farklı tarihsel ve kültürel bağlamlarda gelişmiş gibi görünen Stoacılık ve Şamanizm, insanın varoluşuna, doğayla ilişkisine ve ruhsal deneyimlerine dair benzer temel anlayışlara sahiptir. Stoacılık, Antik Yunan ve Roma dünyasında, özellikle MÖ 3. yüzyılda Atina’da ortaya çıkan felsefi bir okul iken; Şamanizm, çok daha eski çağlara ve dünya genelinde özellikle Orta Asya, Sibirya ve Kuzey Amerika gibi bölgelerde görülen bir inanç ve uygulama sistemi olarak karşımıza çıkar. Her ikisi de farklı metodolojilerle yaklaşsalar da, insanın doğa yasalarına uyum sağlaması, içsel özgürlük ve ruhsal denge kavramları etrafında birleşir.

Bu makalede Stoacılık ve Şamanizm’in temel kavramları karşılaştırmalı olarak ele almaya, bu iki gelenek arasındaki felsefi, kozmolojik ve ruhsal bağları incelemeye çalıştım.