18 Ekim 2010 Pazartesi

Çömlekçi Çarkının İzinde - II

 Çömlekçi çarkı, sadece bir alet değil; insanın doğayla kurduğu ilişkinin, emeğin ritminin ve kültürün sürekliliğinin simgesidir.

7000 yıldır dönen bu çark, her dönemde aynı şeyi hatırlatır:
İnsanın eli toprağa değdiğinde, tarih yeniden başlar.


Bu yazı Prof. Dr. Güngör Güner'in 
'' Anadolu'da Yaşamakta Olan İlkel Çömlekçilik '' 
adlı araştırma makalesine dayanır. 

İlk Denemeler: Kilden Figürlere Uzanan Yol

İnsanoğlu, Buzul Çağı’nda bile toprağın yoğrulabilir gücünü fark etmişti. Henüz pişirilmemiş olsa da, mağaralarda bulunan hayvan figürcükleri onun bu malzeme ile sezgisel bir ilişki kurduğunu gösteriyor.
Paleolitik (Kaba Taş Devri) dönemde kilden yapılmış kap-kacaklara henüz rastlanmıyor. Ancak Almanya’da bulunan eski bir kil çukuru, insanların kil ve ateş ilişkisini ilk defa bilinçli biçimde kullanmaya başladığını düşündürüyor.

Toprağın Dönüşümü: Doğadan Kab’a

İlk kapların kaynağı doğanın kendi sunduklarıydı: midye kabukları, hayvan boynuzları, sert meyve kabukları…
Ancak bunlar yetersiz kalınca insanlar, ihtiyaçtan doğan yaratıcılıkla yeni yollar aradı. Ağaç parçalarından, hayvan tulumlarından ve lifli sepetlerden yapılan kaplar, “seramik öncesi kültürlerin” öncülleri oldu.
Bu dönemde avcılıkla geçinen toplulukların henüz kilden yapılmış kullanma eşyaları yoktu.

Seramik Öncesi Toplumlar

Bugün bile bazı topluluklar —örneğin Avustralya yerlileri ya da Brezilya’nın bazı kabileleri— çömlekçilikten uzak yaşamlarını sürdürebiliyor.
Geçmişte de benzer örnekler vardı: Kongo’daki Batwa-Pygmäenler ve Güney Afrika’daki Berdamos kabileleri, seramik öncesi yaşam biçimlerinin temsilcileridir.
Berdamos kabilesi, çömlekçiliği kendilerinden kültürel olarak daha gelişmiş olan Hereroslar’dan öğrenmiştir. Bu da çömlekçiliğin, komşuluk ilişkileriyle yayılan bir zanaat olduğunu gösterir.

Ne Zaman Başladı?

Kilden kap yapımının tam olarak nerede başladığını söylemek güç. Ancak MÖ 8000 civarında Filistin’deki El-Natuf kültürü insanlarının artık avcı değil, yerleşik bir yaşam biçimine geçtiği bilinir.
Yine de bu dönemde kilden yapılmış kaplara rastlanmaz. Benzer şekilde, Kuzey Irak’taki Qualat-Jarmo bölgesinde (MÖ 5000) tarım ve taş kaplar görülürken, kil kap bulunmamıştır.
Bu dönem, “seramik öncesi köylü kültürü” olarak tanımlanır.

Jericho: Topraktan Kaplara Geçiş

Jericho kazılarında, MÖ 4000 yıllarına tarihlenen tabakalarda seramik öncesi devirden seramikli devire geçiş izlenmiştir.
Kilden yapılan figürler ve kille sıvanmış yer çukurları, insanların artık kili biçimlendirmeyi öğrendiğini; ancak henüz pişirme tekniğini bilmediğini gösterir.
MÖ 3500 civarında Jericho’da ilk basit kil kaplar görülür. Kilin içine saman ya da kum karıştırılması, dayanıklılık bilincinin başladığına işaret eder.

Anadolu’da Yeni Bir Başlangıç

Anadolu’da yapılan Hacılar ve Çatalhöyük kazıları, Neolitik Çağ’ı iki bin yıl geriye, MÖ 7000’e kadar taşımıştır.
Burada bulunan ilk pişmiş kil kaplar MÖ 6700 yılına tarihlenir.
Bu bulgular, seramik kültürünün yalnızca Mezopotamya’ya değil, Anadolu’ya da eşzamanlı olarak geliştiğini gösterir.
Çatalhöyük’te sepet, tahta kap ve pişmiş kil kap evreleri bir arada görülerek teknolojik evrim açıkça izlenmiştir.

Kadınların Eliyle Şekillenen Bir Sanat

Çömlekçiliğin ilk uygulayıcılarının çoğu kadındı. Çünkü evsel üretimin sorumlusu genellikle onlardı.
Kadınlar tahılı haşerelerden korumak için kille sıvadıkları sepetlerin ateşle teması sonucu sertleştiğini fark ettiler.
Bu tesadüf, onları doğrudan kil kap yapımına yöneltti.
Güney Amerika yerlilerinde hâlâ yaşayan bu gelenek, “ay ışığında kil toplama” veya “yoğururken konuşmama” gibi mistik inançlarla iç içe geçmiştir.

Çağlar Ötesinden Günümüze

Bugün bile Güney Amerika’daki bazı yerli topluluklar, 16. yüzyılda tanıtılan çömlekçi çarkını kullanmayı reddederek ilkel el yapımı teknikleri sürdürmektedir.
Benzer şekilde, Anadolu’da dağ köylerinde çömlekçilik hâlâ ihtiyaç temelli ve takas usulü ile devam eder.
Bir güveç, bir güveç dolusu incir ya da zeytinle değiştirilebilir — para değil, karşılıklı emek geçerlidir.
Ne var ki göç, kentleşme ve modern üretim yöntemleri, bu kadim el sanatını her geçen gün biraz daha geriye itiyor.
Bazı yardım projeleri, Afrika ve Asya’daki topluluklara modern çark ve fırınlar öğretmeye çalışsa da, bu dönüşüm her yerde aynı hızda kabul görmemektedir.


Kaynakça

  1. Mähren kazısı, Paleolitik dönem kil çukuru bulgusu.

  2. Kongo Batwa-Pygmäen ve Berdamos kabile örnekleri.

  3. El-Natuf Kültürü, Filistin (MÖ 8000).

  4. Qualat-Jarmo (Ostrak) yerleşimi, MÖ 5000.

  5. Jericho kazıları, seramik öncesi ve seramikli dönem geçişi.

  6. James Mellaart, Hacılar ve Çatalhöyük kazıları (1961–1963).

  7. Çatalhöyük Neolitik evre geçiş gözlemleri.

  8. Güney Amerika yerlilerinde kilin tesadüfen pişirilmesi miti.

  9. Yerli inançlarda dolunay gecesi kil toplama geleneği.

  10. Afrika’da çömlekçilik örnekleri: Kenya, Tunus, Kamerun, Fas.

  11. Modern yardım programları: Amerikan ve Alman teknik destek girişimleri.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder