19 Haziran 2014 Perşembe

Bilinmeyenin Gölgesinde Arkeomitoloji: Mu Efsanesi ve Kalıntıları




Mu Kıtası: Atatürk’ten Churchward’a Bir Efsanenin Serüveni

1. Mu Kıtası Teorisi ve James Churchward

1920’lerde İngiliz araştırmacı James Churchward, Pasifik Okyanusu’nda bir zamanlar Mu adında kayıp bir kıtanın var olduğunu öne sürdü. Churchward, Naacal tabletleri diye adlandırdığı antik belgelerden yola çıkarak Mu’nun insanlığın anavatanı olduğunu iddia etti rationalwiki.org+3Google Kitaplar+3forums.totalwar.org+3Anne with a Book+10Vikipedi+10forums.totalwar.org+10.
Ancak bilim dünyası bu iddiaları:

  • Jeolojik olarak imkânsız, çünkü Pasifik tabanı bu tür bir kıtanın batışını desteklemiyor;

  • Belgelenmemiş tabletlere dayanıyor; bu tabletler yalnız Churchward tarafından görülmüş ve doğrulanmamış;

  • Çoğu dilbilimsel ve tarihsel çeviri yanlışlığı içeriyor şeklinde değerlendirdi VikipediLouis Wolfdouglasdouma.com.

2. Mayatepek Raporları ve Atatürk’ün İlgi Alanı

Atatürk, Tahsin Mayatepek’i Meksika Büyükelçisi olarak görevlendirdi; bu görevin amacı Maya-Türk dil benzerliklerini ve Mu kıtası bağlantılarını araştırmaktı Google Kitaplarforums.totalwar.org. Mayatepek, Mayalara ait bazı kelimeler ile Türkçede benzer kelimelerin karşılaştığını belirtti ve bu benzerliklerin Mu dilinden kaynaklanıyor olabileceğini düşündü.

Churchward’ın kitapları tercüme edilerek Türk Dil Kurumu ve tarihçiler tarafından incelendi; Atatürk bu çalışmalar doğrultusunda kapsamlı mevzuat notları aldı ve raporlar oluşturuldu rationalwiki.org+3forums.totalwar.org+3blog.my-mu.com+3.

3. Churchward’ın “Naacal Tabletleri” ve Bilimsel Eleştiriler

Churchward’ın iddia ettiği Naacal tabletler — Hindistan ya da Myanmar’daki bir tapınaktan geldiği söylenen yazıtlar — tanımlanmadı ve doğrulanmadı. Uzmanlar bunların varlığını veya içeriklerini doğrulayamadı reddit.comde.wikipedia.org.
Bilimsel çevreler, Churchward’ın sözlerini kurgu‑kılıfına sokulmuş spekülasyon olarak değerlendirdi; somut kanıt eksikliği nedeniyle pseudobilim olarak nitelendirildi douglasdouma.comVikipediVikipedi.

4. Tahsin Mayatepek Raporlarına Atıf

Mayatepek’in Atatürk’e sunduğu raporlar, Churchward’ın iddialarına dayansa da geriye bilimsel olarak teyit edilmiş somut bulgu bırakmaz. Türk Tarih Tezi çerçevesinde, Türk-Maya benzerliklerini incelerken çoğu araştırmacı bu kelime benzeşimlerinin tesadüfi ya da yanlış dil eşleştirmeleri olduğunu vurgular Google Kitaplarrationalwiki.org.

5. Kısacası: Mu Teorisi Neden Bilimden Kabul Görmedi?

ArgümanAçıklama
JeolojiPasifik tabanı eski jeolojik sürelerde oluştu; hızlı batış gibi bir olay mümkün değil.
ArkeolojiMoai ve benzeri yapılar izole volkanik adalar üzerinde yer alıyor—Mu’ya bağlanamıyor.
Dil/DilbilimTabletler ve Naacal dili tanımlanmamış; Türk‑Maya bağları akademik olarak yetersiz kanıtlarla desteklenmiş.
BelgelenebilirlikChurchward’ın iddia ettiği belgeler yalnızca kendisi tarafından görülmüş, başka kaynakça bulunmuyor.

6. Yorum ve Değerlendirme

  • Churchward’ın çalışmaları, alternatif tarih ve ezoterizm meraklılarında etkili oldu; ancak akademide geçerli kabul görmedi 

  • Atatürk’ün bu konuları inceletmesi, birçok tartışmayı tetiklemiştir; ancak araştırmalar sonucu bilimsel olarak “Mu kıtası kesin şekilde var” gibi bir kanıt ortaya koyamamıştır


Tüm bunlara rağmen etkisini hala sürdürmekte olan bu teorilerin gerçekle çok yakın bağları kurulabilir görünüyor. herkesin gerçekliği kendine tabi ki.. Buyurun yazıya.....



Aşağıda ki satırlar, Ulu Önder ATATÜRK’ün, MU kıtası ve uygarlığı hakkında araştırma yapması için özel olarak görevlendirdiği, TAHSİN MAYATEPEK’in elde ettiği bilgiler ve raporlarından derlenmiş alıntılardır.

Ur’un Sessiz Tanıkları: Göbekli Tepe’den Saabîlere Hoova Uygarlığı



1981’de Haluk Egemen Sarıkaya’nın önsözünü yazdığı “Bilim Araştırma Grubu – Dünya Operasyonu” adlı kitapta, Hz. İbrahim, Hoova uygarlığı, Ur (Urfa, Göbeklitepe) ve Sâbîîler arasında bağlantılar kuran pek çok bilgi yer alıyor.

Şu dikkat çekici: Bu kitapta sözü edilen Hoova uygarlığı ile, yaklaşık 30 yıl sonra keşfedilen Göbeklitepe kabartmalarında görülen yörünge içine alınmış “H” sembolleri birbirini tamamlar nitelikte.

Bu durumda sonda sormamız gereken soruları başta soralım:

Hoova nedir? İsrailliler bugün kimleri kapsar? Neden? Haluk Egemen Sarıkaya neden böyle bir yayın yaptı? BAM ( Bilim Araştırma Merkezi) neden tam olarak 99 yayın yaptı? ve en önemlisi bu kitaptan çok sonra ortaya çıkan GöbekliTepe ve civarında (Ur) ortaya çıkan H kabartmaları nasıl oluyorda birbirini tamamlıyor?

Bu benzerlik, bana göre, dünya üzerindeki tüm dikkatlerin yeniden Anadolu’ya yönelmesinin güçlü bir göstergesi. Ya da tarihini en büyük komplosu kurulmuş uzun zamandan beri ...


İNSAN ÇAMURDAN YARATILDI EFSANELERİ







Bereketli toprakların efsanelerinde ilk harç çamurdu.

Atalarımız, kendilerine son derece gerekli olan, tüm ihtiyaçlarını karşılayan su ve toprağa özel bir önem vermişlerdi.

Su, toprak ve çamur...

GANDHARVA VEDA TERAPİ LİSTESİ

ORGON ENERJİSİ VE ORGONİT




Enerjinin ne işe yaradığını çoğu zaman biliriz; fakat nasıl işlediğini genellikle bilmeyiz. Bu yazıda, orgon enerjisi ve orgonit üzerine tüm bilgileri bir araya getirerek hem yeni öğrenenler hem de konuya aşina olanlar için bütünlüklü bir çerçeve sunmayı amaçlıyorum.

Yabancı kaynaklarda oldukça geniş işlenmiş olmasına karşın, Türkçe kaynaklarda birkaç özverili orgonit yapımcısı dışında fazla bilgi bulunmuyor. Bu nedenle farklı kaynaklardaki bilgileri tek bir yazıda toplamak istedim.


Enerji: Ne İyi Ne Kötü

Enerji tek başına ne iyidir ne de kötüdür, yalnızca vardır. Elektriği ele alalım: Bir masörün ya da fizyoterapistin kasları uyarmak için kullandığı TENS cihazı ile elektrikli sandalyede idam için kullanılan elektrik aynıdır. O halde elektrik iyi midir, kötü müdür? Cevap: İkisi de değildir. Enerjinin yönü ve etkisi, tamamen nasıl, hangi frekansta ve hangi amaçla kullanıldığına bağlıdır.

İnsanlığın elektrik enerjisini keşfi, varoluşun başlangıcından beri mevcut olan eterik alanlar üzerinde olumsuz etkiler yaratmaya başladı. Bir anlamda teknoloji, aynı zamanda bu alanların yıkımının da aracı oldu.


Su ve Enerji Alanları

Su, hem yeraltında hem atmosferde, chi enerjisinin yayılması için en önemli iletkenlerden biridir. Fakat modern elektrik kabloları, cihazlar ve EMR (elektromanyetik radyasyon), su moleküllerini parçalayarak doğal enerji akışını bozar. Bu durum, pozitif enerjinin blokajına neden olur.

EMR ortadan kaldırıldığında ise su molekülleri kendini onarır, iyonlar yeniden birleşir ve canlı sistemlerde pozitif chi alanı tekrar oluşur. İşte bu noktada orgon enerjisi devreye girer: Negatif enerjiyi (DOR) emer, pozitif enerjiye (POR) çevirir ve ortama geri verir.


Wilhelm Reich ve Orgon Teorisi

Orgon enerjisi üzerine çağdaş çalışmaların temelini atan isim Dr. Wilhelm Reich’tır. 1930’lar ve 1940’larda Reich, modifiye ettiği Geiger sayacıyla orgon adını verdiği eterik enerjiyi ölçebildiğini ileri sürdü.

Reich, organik ve inorganik katmanlardan oluşan özel bir kabin geliştirdi. Bu kabin, içerisine giren kişiye enerji aktarımı yapıyordu. Onun çalışmalarından sonra daha küçük boyutlarda, farklı etkiler yaratan orgonit yapıları üretildi.


Orgonit’in Temel Yapısı

Orgonit, üç temel malzemenin birleşiminden oluşur:

  • Metal talaşı

  • Doğal kristal (özellikle kuvars)

  • Reçine

Bu üçlü birleşim olmadan orgon enerjisi elde edilemez. Ek olarak bazı yapımcılar, etkiyi çeşitlendirmek için şu malzemeleri de karışıma dahil eder:

  • Bakır teli ve tozu

  • Demir oksit

  • Alüminyum

  • Mıknatıs tozu

Ancak ana yapı her zaman metal talaşı – kuvars kristali – reçine üçlüsüdür. Bu birleşimde en önemli rol, kuvars kristaline aittir. Diğer malzemeler daha çok enerjinin yönü ve yoğunluğunu etkiler.


Kuvars Kristali ve Piezoelektrik Etki

Yeryüzünün yaklaşık %25’i kuvars minerallerinden oluşur. Kuvarsın en önemli özelliği, piezoelektrik etki göstermesidir. Yani mekanik basınç altında elektrik yüklenir.

Bu özellik, 1880’de Pierre ve Jacques Curie tarafından keşfedildi. Piezoelektrik kristaller, hem mekanik enerjiyi elektriğe dönüştürebilir hem de elektrik enerjisini mekanik titreşime çevirebilir.

Bu nedenle kuvars ve benzeri piezoelektrik malzemeler günümüzde şu alanlarda yaygın kullanılır:

  • Basınç ölçüm aletleri

  • Mikrofon ve ses kayıt cihazları

  • Optik odaklama sistemleri

  • Sonar cihazları

  • Elektronik dönüştürücüler


Piezoelektrik Malzemeler

Piezoelektrik özellik gösteren başlıca malzemeler:

  • Kuvars (SiO2)

  • Turmalin

  • Baryum titanat (BaTiO3)

  • Çinko oksit (ZnO)

  • PVDF (Poli-vinilidin-klorür)

Ayrıca kurşun zirkonat titanat (PZT) ve potasyum sodyum niobat gibi seramikler de piezoelektrik özellik kazanabilir.


Sonuç

Orgon enerjisi ve orgonit konusu yalnızca basit bir “enerji dönüştürücü” meselesi değildir. Aslında varoluşun derin yasalarıyla ilgilidir. Wilhelm Reich’ın çalışmalarıyla başlayan bu yol, bugün kristallerin, piezoelektriğin ve seramik teknolojilerinin kullanımına kadar uzanıyor.

Orgonit, negatif enerjiyi pozitife dönüştürerek yaşadığımız ortamın enerjik kalitesini artırmayı hedefler. Ve bu, yalnızca bilimsel değil, aynı zamanda evrensel bir denge meselesidir.

AYAHUASCA TARİFLERİ !




Bana gelen bazı ‘’ ayahuasca tarifi’’ ve ‘’dmt yi nasıl elde ederiz?’’ gibi sorular var. Bu sorulara tam olarak karşılık vermek isterdim ancak o kadar fazla bir bilgi kirliliği var ki, gerçeklik süzgecinden geçirilecek veri sayısı, normal bir insanın kapasitesini bazen aşıyor.

İNSANLIK TARİHİNİN ÜSTÜ ÖRTÜLEN GERÇEĞİ – ÜÇÜNCÜ GÖZ





"Sırf duydunuz diye herhangi bir şeye inanmayın. Sırf pek çokları tarafından konuşuluyor ya da dile getiriliyor diye herhangi bir şeye inanmayın. Sırf dini kitaplarınızda bulunuyor diye körü körüne inanmayın. Sırf öğretmenleriniz ya da büyükleriniz dedi diye inanmayın. Geleneklere inanmayın. Çünkü onlar pek çok jenerasyondan beri süregelmekte. Ama gözlemler ve analizler sonucunda, bir nedenden dolayı oluşan bir şey tespit edersen ve bu da bir şeye hizmet eder ve birisinin ya da

herkesin yararına olursa o zaman kabul et ve bu kabul ettiğini yaşa!"  -  Budda.

BİLİNÇ ALTIMIZI KULLANMANIN EN İYİ YOLU - SES








































'Eğer bir kişi yeterince bilinçaltının derinliklerine ulaşabilirse, neticede ulaşacağı seviye tüm insanların “ortak bilinçaltı”sı olacaktır.'' Carl Jung

Bu derleme; eskilerin binlerce yıl önce ilkel denilebilecek aletlerle çoktan başardıklarını, şimdilerde uygulanan yüksek teknoloji çözümünü anlatmaya çalışmaktadır. Eski çağlardan beri insanlar değişen bilinç durumlarını çoğaltmak ve geliştirmek için sesi kullanmaktalar.

MÜZİĞİN GALAKTİK HALİ - GANDHARVA VEDA






”İnsanın ve Ruhun iç doğası olan mutluluğun doğrudan deneyimi bu çağda çok kolaylaşmıştır.” -Maharishi Mahesh Yogi

Gandharva Veda'nın Tarihi
Ne zaman yazıldıkları kesin olarak saptanmamış olmakla birlikte, bilinen ilk yazılı metinlerden olan Veda'ların, binlerce senelik bir geçmişe sahip oldukları kabul edilmektedir. Bazı kaynaklar, dünyanın çok saf ve temiz olduğu bir dönemde, Hindistan ve Nepal'de, çok gelişmiş bir uygarlığın var olduğunu; Veda metinlerinin, bize bu uygarlıktan kaldığını söylemektedir.

SERAMİK İÇİN NE DEMİŞLER?













Hermes Trismegistus der ki:

"Haydi dinleyin çamurdan insanlar! Bir an düşün,nasıl oluştuğunu ana rahminde. Aklına getir o usta işçiliği ve ara o sanatçıyı, böyle güzel bir görüntüye şekil veren. Kim çizdi göz yuvalarını? Kim açtı burun deliklerini, kulaklarını ve ağzını? Kim uzattı sinirlerini ve sıkıca bağladı? Kim yaptı kemiklerini ve etini deriyle örttü? Kim ayırdı parmaklarını ve düzleştirdi tabanlarını? Kim hazırladı kalbini ve boşluklar bıraktı ciğerlerinde? Kim görünür kıldı güzelliğini ve sakladı bağırsaklarını içeride? Kaç çeşit beceri kullanıldı ve kaç tane sanat eseri yaratıldı oluşturmak için bir insanı? ..."







Nikos Kazancakis der ki:


"Tanrı bir çömlek ustasıdır ve biz insanlar onun kiliyiz. Onun tornası sürekli döner ve bizleri istediği gibi şekillendirir. Kimimizi testi, kimimizi çömlek, kimimizi saksı, kimimizi lamba şeklinde yaratır. Bazılarımız su, bazılarımız şarap, bazılarımız süt veya bal, bazılarımızsa ışık taşırlar. Kırılırsak O buna aldırmaz ve geri dönüp bize bakmadan yeni kaplar yapmaya devam eder."













Çömlekçi tanrısı Daemones der ki:


Şarkım için bana para verecekseniz, ey çömlekçiler!

Öyleyse gel Athena ve elini fırının üstünde tut.

Kotyloi ve bütün kanastralar hoş bir siyaha çalsın.

Çok iyi pişsinler ve istenen parayı getirsin.

Pek çoğu pazarlarda ve bir o kadarı da yollarda satsın.

Onlar iyi para etsin ve şarkım kulağa hoş gelsin.

Ama siz (çömlekçiler ) utanmaz ve üçkağıtçıya dönüşürseniz

İşte o zaman fırınların kötü güçlerini bir araya getiririm.

Hem Syntrips’i (Vurucu) ve Samaragas’ı (Ezici),

Üstelik Asbetos’u (Doyumsuz) ve Sabaktes’i (Tuz buz edici)

Ve bu zanaat için çok sorun çıkaran,

Dolu fırının tünel ve odalarında öfkeyle yürüyen Omodamos’u (Pişmemişin kaşifi).

Çömlekçiler feryat figan ederken

Bütün fırın karmakarışık olsun.

Bir atın geviş getirmesi gibi fırın da bütün çömlekleri çiğnesin

Ve içindeki bütün çömlekleri tuz buz etsin.

Sen de gel güneşin kızı, pek çok büyünün Circe’si,

Acımasız büyüler yap,

Onlara ve onların el emeği işlerine kötülük yap.

Cherion’un onca Centaur’larına öncülük etmesine izin ver.

Ki bunların her ikisi de Herakles’in elinden kurtulup kaybolmuşlardı.

(Gelsinler ) çömleklere sertçe vursunlar, fırın çöksün.

Bunu gören çömlekçiler ağlasın.

Ama ben onların bahtsız zanaatlarının görüntüsüyle coşacağım.


Ve kim ki fırın gözetleme deliğinden bakmak için eğilirse

Tüm yüzü kavrulsun.

Ve böylece herkes adaletli davranmayı öğrensin.


Çeviri: Çeşminaz Bowen









Hayyam der ki:


Şu senin benim dediğimiz toprak neyimizdir

Birkaç günlük cennetimiz cehennemizdir

Bugün su içtiğin şu testi toprak olunca

Mezarına atılır belki bir gün, kim bilir.


Bir testici gördüm, çamur içindeydi:

Ayağı çarkında, elinde bir testi;

Testinin başında bir yoksulun ayağı

Kulpunda bir padişahın kellesi.


Şu testi de benim gibi biriydi;


O da bir güzele vurgun, dertliydi.

Kim bilir, belki boynundaki kulp da

Bir sevgilinin bembeyaz eliydi.


Hadi gel de testiye bak sen, aşıktı o da ben gibi


Bir güzelin saçına bağ bağ da kimbilir belki

Ya şu boynundaki bak nasıl dolanmış boynuna kulp

Bir çağda istekle o yar gerdanına sarılan eldi.


Bir testi aldım çarşıdan ucuza;


Gizli gizli neler anlattı bana;

Bir şahdım, dedi; altın kupam vardı;

Şimdi neyim? Testi oldum şaraba.


Kaderin elinde boynum kıldan ince:


Tüysüz kuşa dönerim ecel gelince,

Yine de toprağımdan testi yapın siz:

Dirilirim içine şarap dökünce.Kalk gel! Hatırımız için gel.

Dileğimizce bir zorumuzu hallet.

Bir testi şarap getir. Ki, vücudumuzun toprağından

Testi yapılmadan önce Kana kana testiden içelim.






http://mfkaragul.blogspot.com.tr  sayfasından alınmıştır.




ZAMANIN ÇÖKTÜĞÜ İLAHİ MAKAM! DMT




 






Öncelikle belirtmeliyim ki bu yazıda hiç kimseye hiç bir şey öğretme gibi bir amacım yok. Sadece öğrenmeye çalışan, paylaşan biriyim. Bu sebeple yorumlarınızı esirgemeyiniz. Teknik kısımlarda eleştirilere açığım ama ana fikir olarak son derece sabit fikirliyim, özellikle bu konuda. 



SUYUN BİLİNMEYEN YÖNÜ




















Bu yazı aslında bir su arıtma cihazının tanıtım sayfasından alındı, SUYUN BİLİNMEYEN YÖNÜ ile ilgili bilgiler.

SERAMİK SANATÇISI NE YAPAR?


SERAMİK SANATÇISI - Mesleği ve Özellikleri







 

Seramik Sanatçısı; 

Sanat adına seramik malzemelerle üretim yapabilen ve ürettiği eserleri sergileyip, sanatseverlerin beğenisine sunan kişidir. 









 

GÖREVLERİ:




  •  Ortaya koyacağı (üreteceği) ürünün tasarımını ve desenlemesini (çizimini) yapar,

  •  Ürünleri biçimlendireceği model ve kalıpları hazırlar,

  •  Seramik çamurunu hazırlar, sıvı ve plastikliğine göre akışkanlığını ve yoğunluğunu ayarlar,

  •  Mekan ve fiziki şartlar yeterli değilse seramik çamurunu hazır alır,

  •  Eğer kalıplı çalışıyorsa, sıvı çamurun kalıba döküm ve kalıptan alma işlerini yapar,

  •  Plastik çamurla çalışıyorsa, tasarıma bağlı olarak şekillendirme işlemi yapar, gerekli görürse tasarımı yeniden yapar,

  •  Seramik çamurunun pişme, küçülme ve kuruma–küçülme deneyini yapar,

  •  Kullanacağı sırların (şeffaf-transparent, örtücü-opak, artistik vb.) deneylerini yapar, (düz plaka ve eğik yüzey üzerinde görünüm, akışkanlık, ısı reaksiyon vb.)

  •  Şekillendirilmesi yapılmış form üzerinde gerekli gördüğü; kazıma, kesme, perdahlama işlemlerini yapar, desen uygulamasını gerçekleştirir.

  •  Ürünün sırlı pişirimini yapar,

  • Gerek görürse dekorlama işlemini ve dekor pişirimini yapar,

  •  Ürettiği ürünleri sergiler sergi satışı gerçekleştirir.








 

KULLANILAN ALET VE MALZEMELER:




  • Seramik çamuru (Döküm çamurları ve plastik çamurlar),

  • Model kalemleri, (Ahşap-Metal-Plastik)

  • Kalıp yapımı için alçı, gomalak, arap sabunu

  • Sünger, çeşitli boy testereler, zımparalar, değişik ebatlarda kazıyıcı aletler,

  • Kalıp tahtaları ve alçı plakalar, seramik boyaları, (Sır altı, sır üstü)

  • Oksitler, seramik fırçaları, elek baskı, sır, fırınlar,

  • Karıştırıcı (Mikser), Alçı tornası, Çamur tornası,

  • Kurutma kabini,

  • Sırlama kabini, deneme fırını (Renklendiricileri görmek için),

  • Sır değirmeni, elekler,

  • Kompresör, serigrafi baskı düzeni,

  • Deneme ve mamül fırını,

  • Dip alma ve kazıma kalemleri-aletleri,

  • Çekme teli ve misina,

  • Yumuşak sistre, Kalın sistre, Çeki tahtaları,

  • Alçı masa, Mermer masa, Vakum pres, Filter pres (Çamuru filtre ederek plastik hale getirmek için)







Elektrikli Seramik Fırını












Odunlu Pişirim








 



MESLEĞİN GEREKTİRDİĞİ ÖZELLİKLER:

 

Seramik sanatçısı olmak isteyenlerin;




  • Üst düzeyde sanatsal yeteneği olan,

  • El ve gözünü eş güdümle kullanan,

  • Şekil ve uzay ilişkilerini görebilen,

  • Renk algısı yüksek,

  • Estetik görüş sahibi,

  • Bir nesneyi tasarlama ve çizim yeteneğine sahip,

  • Ayrıntılara dikkat eden,

  • El ve parmak becerisi yüksek,

  • Yeteneğini sürekli geliştiren, yaratıcı, sabırlı, eleştiriye açık, hoşgörülü


kimseler olması gerekir.

 





ÇALIŞMA ORTAMI VE KOŞULLARI:

 



Seramik sanatçısı, seramik ürünlerinin yapıldığı, mümkünse; geniş, ferah ve ışıklı atölyelerde çalışır. Çalışma ortamı nemli, alçı ve çamur malzemeleri ile kirlenmiş, sıcak ve kokulu olabilir. Bireysel ve ortaklaşa çalışmalar yapabilir. Tasarımını yaptığı işleri farklı mekan ve atölyelerde hazır malzemelerle şekillendirip, astarlayıp, boyayıp, desenleyip sırlayabilir. Pişirme işlerini başka atölyelerde gerçekleştirebilir. Meslektaşları, sanatseverler, müşteriler, müze ve galeri yetkilileri ve ilgili kişilerle iletişim içindedirler.







ÇALIŞMA ALANLARI VE İŞ BULMA OLANAKLARI:

 



  • Seramik bölümünde öğrenim görmüş kişiler, serbest sanatçı olarak çalışabilirler.

  • Kültür Bakanlığının ilgili birimlerinde veya kamu ve özel sektör kuruluşlarında Sanat Danışmanı olarak çalışabilirler.

  • Güzel Sanatlar Fakültesinin ilgili bölümlerinde Öğretim Görevlisi olarak çalışabilirler.

  • Seramik Sanayii ile ilgili fabrika ve atölyelerde çalışabilirler.








SERAMİK BÖLÜMÜ OLAN ÜNİVERSİTELER:

 



Mesleğin eğitimi aşağıdaki üniversitelere bağlı Güzel Sanatlar Fakültesi Seramik Bölümünde verilmektedir.




  • Afyon Kocatepe Üniversitesi

  • Akdeniz Üniversitesi (Antalya)

  • Anadolu Üniversitesi (Eskişehir)

  • Bilkent Üniversitesi (Ankara)

  • Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi

  • Çukurova Üniversitesi (Adana)

  • Dokuz Eylül Üniversitesi (İzmir)

  • Dumlupınar Üniversitesi (Kütahya)

  • Erciyes Üniversitesi (Kayseri)

  • Kocaeli Üniversitesi

  • Sakarya Üniversitesi

  • Selçuk Üniversitesi (Konya)

  • Süleyman Demirel Üniversitesi (Isparta)

  • Marmara Üniversitesi (İstanbul)

  • Mersin Üniversitesi

  • Mimar Sinan Üniversitesi ( İstanbul )

  • İstanbul Üniversitesi



Her yeni eğitim-öğretim yılında  bu listeye yeni üniversiteler katılabilir.












MESLEK EĞİTİMİNE GİRİŞ KOŞULLARI:

 




  • Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) tarafından yapılan lise son sınıf öğrencilerinin ve mezunlarının katıldığı öğrenci seçme sınavı (ÖSS) den gerekli baraj puanı alması ve üniversitelerin ilgili bölümlerince yapılacak olan özel yetenek sınavında başarılı olması gerekir.





  • Meslek Yüksek Okullarının Endüstriyel Seramik, Cam, Cam – Seramik, Seramik, Teknik Seramik önlisans bölümlerinden mezun olanlar ÖSYM tarafından yapılan Dikey Geçiş Sınavını kazandıkları takdirde Seramik Lisans Programına dikey geçiş yapabilirler.








EĞİTİMİN SÜRESİ VE İÇERİĞİ:



Seramik Bölümünde 8 yarıyıllık dönemlerden oluşan 4 yıl süreli eğitim verilmektedir:





1.Dönem:



Genel Sanat Tarihi-I, Sanat Kavramlarına Giriş-I, Temel Sanat Eğitimi-I, Desen-I, Temel Kimya-I, Seramiğe Giriş-I, Teknik Resim ve Perspektif-I, Türk Dili-I, Yabancı Dil-I, Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi-I





2. Dönem:



Genel Sanat Tarihi-II, Sanat Kavramlarına Giriş-II, Temel Sanat Eğitimi-II, Desen-II, Temel Kimya-II, Seramiğe Giriş-II, Teknik Resim ve Perspektif-II, Türk Dili-II, Yabancı Dil-II, Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi-II





3. Dönem:



Genel Sanat Tarihi-III, Estetik-I, Seramik Teknolojisi ve Uygulamaları-I, Alçı Atölyesi-I, Desen-III, Seramik Tasarım Atölyesi-I, Uygarlık Tarihi-I, Yabancı Dilde Okuma ve Konuşma





4. Dönem:



Genel Sanat Tarihi-IV, Estetik-II, Seramik Teknolojisi ve Uygulamaları-II, Alçı Atölyesi-II, Desen-IV, Seramik Tasarım Atölyesi-II, Uygarlık Tarihi-II, Mesleki Yabancı Dil-I





5. Dönem:



Çağdaş Sanat ve Yorumu-I, Seramik Teknolojisi ve Uygulamaları-III, Yapı ve Endüstri Seramiği-I, Yapı ve Sanat Seramiği-I, Dekor ve Montaj Tekniği-I, Sanat Toplum Bilimi-I, Bilgisayar-I, Mesleki Yabancı Dil-II





6. Dönem:



Çağdaş Sanat ve Yorumu-II, Seramik Teknolojisi ve Uygulamaları-IV, Yapı ve Endüstri Seramiği-II, Yapı ve Sanat Seramiği-II, Dekor ve Montaj Tekniği-II, Sanat Toplum Bilimi-II, Bilgisayar-II, İş Hayatı için Yabancı Dil





7. Dönem:



Günümüz Dünya Sanatı-I, Ergonometri, Ser. Restorasyon ve Konservasy. Seçmeli Ders-Proje I, Sanat Felsefesi-I, Bilgisayar-III





8. Dönem:



Günümüz Dünya Sanatı-II, Seramik Tarihi, Seminer, Seçmeli Ders-Proje II, Sanat Felsefesi-II, Bilgisayar-IV



 



MESLEKTE  İLERLEME:



Dört yıllık lisans eğitiminden sonra kendi alanlarında master ve doktora eğitimi alarak kariyerlerini yükseltebilirler, yüksek öğretim kurumlarında öğretim üyesi olabilirler.



 



BURS, KREDİ VE ÜCRET DURUMU





Eğitim Süresince:





  • Yüksek Öğretim Kredi ve Yurtlar Kurumu Genel Müdürlüğünün sağladığı yüksek öğrenim ve harç kredisinden yararlanabilirler.

  • Çeşitli kurum ve kuruluşlarının sağlamış olduğu burs imkanlarından yararlanabilirler.








Eğitim Sonrası:

 




  • Seramik sanatçılarının kazanç durumları çalıştıkları işyerlerinin büyüklüğü ve meslek mensuplarının tanınmışlığı, tecrübesi, eserlerine olan ilginin olup olmamasına göre değişiklik arz eder.

  • Yapılan araştırmalarda meslek mensuplarının kazanç durumları asgari ücret ile asgari ücretin 3 katı oranında değişiklik gösterdiği gözlemlenmiştir.

  • Meslek mensupları özgün çalışmalar yapması ve ürettiği ürünün sanat severler tarafından tutulması halinde çok yüksek oranlarda kazanç elde edebilirler.


 





AYRINTILI BİLGİ İÇİN BAŞVURULABİLECEK YERLER:

 



İlgili eğitim kurumları,



Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü Ankara Meslek Danışma Merkezi,



Bünyesinde Meslek Danışma Merkezi bulunan Türkiye İş Kurumu İl ve Şube Müdürlükleri.


UÇAN MELODİLER - PSYCHEDELIC TRANCE

























Bu müzikte, sözcüklere dökmenin aslında çok da mana ifade etmeyeceği bir doku var. Belkide hiçbir psikoaktif ilacın, ibadetin, meditasyon tekniğinin ve manevi inisiyasyonun yerini alamayacağı, ulaşamayacağı bir doku. Bu dokunun tadını bir kez duyumsayanlar için, ne geçmiş, ne gelecek, ne de ''AN'' aynı kalabiliyor.

SERAMİĞİN TARİHÇESİ

 



 



Seramiğin Tarihçesi

Seramik ateşin bulunup kullanılmasından sonraki tarihlerde yapılmaya başlanmıştır.

İlk seramiğin M.Ö. onuncu ve dokuzuncu binlerde üretildiği saptanmıştır. En eski ve önemli bulgulara Türkistanın Aşkava bölgesinde (M.Ö.8000), Filistin’in Jericho bölgesinde (M.Ö.7000), Anadolu’nun çeşitli höyüklerinde (örneğin Hacılar,M.Ö.6000) ve mezopotamya olarak adlandırılan Dicle-Fırat nehirlerinin arasında kalan bölgede rastlanmıştır.

Seramiğin ilk hammaddesi balçık adı ile tanınan çok ince taneli koyuca kıvamlı çamur birikintileri, ilk seramik kaplarsa balçık ile sıvanmış sepetlerdi.

Bu balçık sıvalı sepetlerin ateş ile buluşup sertlik kazanmaları sonucu oluşan seramik kaplar, kullanışlı kap kacakları oluşturdular. Balçığa karıştırılan daha az özlü toprak ve nehir kumları ile çamurun özsüzleştirilmesi ve böylelikle ateşten daha başarılı sonuç alındı.

İlk çamur hazırlama teknikleri yoğurma, çiğneme ve dövmeydi.

Kurutma açık havada doğal olarak yapılmaktaydı.

İlk çamur şekillendirme yöntemi de el ile serbet şekillendirmeydi. Sonra devreye el ile çevrilen torna daha sonrada ayak ile çevrilen tornaya bıraktı. Diğer bir şekillendirme yöntemi de kutu formundaki tuğla kalıplarıydı.

Pişirme başlangıçta açık ateşte açıkta yapılmaktaydı. Açık ateşin fırınlara aktarılması ile büyük aşama kaydedildi. İlk fırınlar odunla ısınmaktaydılar.

Tarihin erken dönemlerinde seramik yapımında kullanılan bu ilkel yöntemler (hazırlama,kurutma,pişirme) doğallıkları nedeni ile günümüze kadar gelmişlerdir.

KUVARS KRİSTALİNİN ÜZERİMİZDEKİ ETKİSİ



















Kainatta beş ışınlı simetrinin yasaklanmış olmasına rağmen kristallerin bu yasağa aykırı bir tabiatı söz konusudur.   N. V. Belov (1891-1982)

ZAMAN İÇiNDE ORGON ENERJiSi















ORGONOMİ NEDİR?
19.yüzyılın dahilerinden biri sayılan Doktor Sigmund Freud (1856-1939) psikanaliz adı verilen derinlik kuramında ‘libido’ kavramından bahsetmektedir.

ÜZERLİK OTU VE ARKEOLOJİ


























Üzerlik otu ya da Üzerklik otu arkeologlarca yerin altındaki arkeolojik buluntuların yerini tespit etmek için en büyük işaret olarak bilinir.

Diğer bir deyişle arkeologlar herhangi bir açık arazide üzerklik otu mevcut ise yerin altında mutlaka arkeolojik buluntu vardır varsayımı ile kazıya başlarlar.

SERAMİK NEDİR?







Seramik; dört ana element olan Ateş, Hava, Su ve Toprağı, en etkin ve en yalın şekilde kullanarak ortaya eserler çıkaran Sanat ve Mühendislik alanıdır. Toprak ve Sudan oluşan çamurun şekillendirilerek Doğal kuruması, ortalama olarak 900/1400c arasında pişirilerek ortaya çıkarılması sonucu, solmadan ve bozulmadan yüzyıllar boyunca dayanabilen eserlerdir seramik.

Ufuk ÖZÇİZME










‘’ Seramik altının Toprak, üstünün Cam olduğunu duyumsatandır!..   İnsanın yeryüzüyle, Gökyüzü arasında yaşadığını anımsatan bir duygudur bu.



Dünyamızın dönmesi örneği, çoğu kez dönen bir çark üzerinde biçime ulaşır seramik.



O nedenle de bu yaratıcı kaynağı kullanmak, çarkı döndürmek gerek diyorum... ‘’



Prof. Dr GÜNGÖR GÜNER










 



Seramik,  geleneksel bir anlatım dili ile şu şekilde tanımlanır. Organik olmayan malzemelerin oluşturduğu bileşimlerin , çeşitli yöntemler ile şekil verildikten sonra, sırlanarak veya sırlanmayarak sertleşip dayanıklılık kazanmasına varacak kadar pişirilmesi bilim ve teknolojisidir.



Günümüzde seramik tanımlaması şöyle de yapılabilmektedir:  Metal ve alaşımları dışında kalan, inorganik sayılan tüm mühendislik malzemeleri ve bunları  ürünlerinden olan her şey seramiktir.



Bu tür tanımlamanın yanısıra seramik , aynı zamanda bir sanat dalıdır.



Prof. Dr Ateş ARCASOY