19 Haziran 2014 Perşembe

MU UYGARLIĞINDAN KALANLAR










Aşağıda ki satırlar, Ulu Önder ATATÜRK’ün, MU kıtası ve uygarlığı hakkında araştırma yapması için özel olarak görevlendirdiği, TAHSİN MAYATEPEK’in elde ettiği bilgiler ve raporlarından derlenmiş alıntılardır.

HOOVA UYGARLIĞI - UR (URFA,GÖBEKLİ TEPE) - SAABİLER



1981'de Ön sözünü Haluk Egemen Sarıkaya’nın yazdığı

Bilim Araştırma Grubu - Dünya Operasyonu Kitabında buna benzer çok sayıda 

Hz. İbrahim - Hoova uygarlığı - Ur (Urfa,Göbekli tepe) - Saabiler bağlantısı, bilgilerle işleniyor. 

Peki 1981’de basılmış olan bu kitapta anlatılan Hoova ile, yaklaşık 30 yıl sonra bulunan Göbekli tepe kabartmalarında ki yörünge içine alınmış ‘’H’’ kabartmaları nasıl oluyor da birbirini tamamlıyor?  bence bu bütün projektörlerin Anadolu'ya çevirildiğine dair güçlü bir kanıttır.

İNSAN ÇAMURDAN YARATILDI EFSANELERİ







Bereketli toprakların efsanelerinde ilk harç çamurdu.

Atalarımız, kendilerine son derece gerekli olan, tüm ihtiyaçlarını karşılayan su ve toprağa özel bir önem vermişlerdi.

Su, toprak ve çamur...

GANDHARVA VEDA TERAPİ LİSTESİ

ORGON ENERJİSİ VE ORGONİT





Ne işe yaradığını ya hiç bilmeyiz, ya da biliriz ancak nasıl işlediğini bilmeyiz. Bu yazıyla orgon ile ilgili tüm bilgileri bir yerde toplayıp anlatmaya çalışacağım.

AYAHUASCA TARİFLERİ !




Bana gelen bazı ‘’ ayahuasca tarifi’’ ve ‘’dmt yi nasıl elde ederiz?’’ gibi sorular var. Bu sorulara tam olarak karşılık vermek isterdim ancak o kadar fazla bir bilgi kirliliği var ki, gerçeklik süzgecinden geçirilecek veri sayısı, normal bir insanın kapasitesini bazen aşıyor.

İNSANLIK TARİHİNİN ÜSTÜ ÖRTÜLEN GERÇEĞİ – ÜÇÜNCÜ GÖZ





"Sırf duydunuz diye herhangi bir şeye inanmayın. Sırf pek çokları tarafından konuşuluyor ya da dile getiriliyor diye herhangi bir şeye inanmayın. Sırf dini kitaplarınızda bulunuyor diye körü körüne inanmayın. Sırf öğretmenleriniz ya da büyükleriniz dedi diye inanmayın. Geleneklere inanmayın. Çünkü onlar pek çok jenerasyondan beri süregelmekte. Ama gözlemler ve analizler sonucunda, bir nedenden dolayı oluşan bir şey tespit edersen ve bu da bir şeye hizmet eder ve birisinin ya da

herkesin yararına olursa o zaman kabul et ve bu kabul ettiğini yaşa!"  -  Budda.

BİLİNÇ ALTIMIZI KULLANMANIN EN İYİ YOLU - SES








































'Eğer bir kişi yeterince bilinçaltının derinliklerine ulaşabilirse, neticede ulaşacağı seviye tüm insanların “ortak bilinçaltı”sı olacaktır.'' Carl Jung

Bu derleme; eskilerin binlerce yıl önce ilkel denilebilecek aletlerle çoktan başardıklarını, şimdilerde uygulanan yüksek teknoloji çözümünü anlatmaya çalışmaktadır. Eski çağlardan beri insanlar değişen bilinç durumlarını çoğaltmak ve geliştirmek için sesi kullanmaktalar.

MÜZİĞİN GALAKTİK HALİ - GANDHARVA VEDA






”İnsanın ve Ruhun iç doğası olan mutluluğun doğrudan deneyimi bu çağda çok kolaylaşmıştır.” -Maharishi Mahesh Yogi

Gandharva Veda'nın Tarihi
Ne zaman yazıldıkları kesin olarak saptanmamış olmakla birlikte, bilinen ilk yazılı metinlerden olan Veda'ların, binlerce senelik bir geçmişe sahip oldukları kabul edilmektedir. Bazı kaynaklar, dünyanın çok saf ve temiz olduğu bir dönemde, Hindistan ve Nepal'de, çok gelişmiş bir uygarlığın var olduğunu; Veda metinlerinin, bize bu uygarlıktan kaldığını söylemektedir.

SERAMİK İÇİN NE DEMİŞLER?













Hermes Trismegistus der ki:

"Haydi dinleyin çamurdan insanlar! Bir an düşün,nasıl oluştuğunu ana rahminde. Aklına getir o usta işçiliği ve ara o sanatçıyı, böyle güzel bir görüntüye şekil veren. Kim çizdi göz yuvalarını? Kim açtı burun deliklerini, kulaklarını ve ağzını? Kim uzattı sinirlerini ve sıkıca bağladı? Kim yaptı kemiklerini ve etini deriyle örttü? Kim ayırdı parmaklarını ve düzleştirdi tabanlarını? Kim hazırladı kalbini ve boşluklar bıraktı ciğerlerinde? Kim görünür kıldı güzelliğini ve sakladı bağırsaklarını içeride? Kaç çeşit beceri kullanıldı ve kaç tane sanat eseri yaratıldı oluşturmak için bir insanı? ..."







Nikos Kazancakis der ki:


"Tanrı bir çömlek ustasıdır ve biz insanlar onun kiliyiz. Onun tornası sürekli döner ve bizleri istediği gibi şekillendirir. Kimimizi testi, kimimizi çömlek, kimimizi saksı, kimimizi lamba şeklinde yaratır. Bazılarımız su, bazılarımız şarap, bazılarımız süt veya bal, bazılarımızsa ışık taşırlar. Kırılırsak O buna aldırmaz ve geri dönüp bize bakmadan yeni kaplar yapmaya devam eder."













Çömlekçi tanrısı Daemones der ki:


Şarkım için bana para verecekseniz, ey çömlekçiler!

Öyleyse gel Athena ve elini fırının üstünde tut.

Kotyloi ve bütün kanastralar hoş bir siyaha çalsın.

Çok iyi pişsinler ve istenen parayı getirsin.

Pek çoğu pazarlarda ve bir o kadarı da yollarda satsın.

Onlar iyi para etsin ve şarkım kulağa hoş gelsin.

Ama siz (çömlekçiler ) utanmaz ve üçkağıtçıya dönüşürseniz

İşte o zaman fırınların kötü güçlerini bir araya getiririm.

Hem Syntrips’i (Vurucu) ve Samaragas’ı (Ezici),

Üstelik Asbetos’u (Doyumsuz) ve Sabaktes’i (Tuz buz edici)

Ve bu zanaat için çok sorun çıkaran,

Dolu fırının tünel ve odalarında öfkeyle yürüyen Omodamos’u (Pişmemişin kaşifi).

Çömlekçiler feryat figan ederken

Bütün fırın karmakarışık olsun.

Bir atın geviş getirmesi gibi fırın da bütün çömlekleri çiğnesin

Ve içindeki bütün çömlekleri tuz buz etsin.

Sen de gel güneşin kızı, pek çok büyünün Circe’si,

Acımasız büyüler yap,

Onlara ve onların el emeği işlerine kötülük yap.

Cherion’un onca Centaur’larına öncülük etmesine izin ver.

Ki bunların her ikisi de Herakles’in elinden kurtulup kaybolmuşlardı.

(Gelsinler ) çömleklere sertçe vursunlar, fırın çöksün.

Bunu gören çömlekçiler ağlasın.

Ama ben onların bahtsız zanaatlarının görüntüsüyle coşacağım.


Ve kim ki fırın gözetleme deliğinden bakmak için eğilirse

Tüm yüzü kavrulsun.

Ve böylece herkes adaletli davranmayı öğrensin.


Çeviri: Çeşminaz Bowen









Hayyam der ki:


Şu senin benim dediğimiz toprak neyimizdir

Birkaç günlük cennetimiz cehennemizdir

Bugün su içtiğin şu testi toprak olunca

Mezarına atılır belki bir gün, kim bilir.


Bir testici gördüm, çamur içindeydi:

Ayağı çarkında, elinde bir testi;

Testinin başında bir yoksulun ayağı

Kulpunda bir padişahın kellesi.


Şu testi de benim gibi biriydi;


O da bir güzele vurgun, dertliydi.

Kim bilir, belki boynundaki kulp da

Bir sevgilinin bembeyaz eliydi.


Hadi gel de testiye bak sen, aşıktı o da ben gibi


Bir güzelin saçına bağ bağ da kimbilir belki

Ya şu boynundaki bak nasıl dolanmış boynuna kulp

Bir çağda istekle o yar gerdanına sarılan eldi.


Bir testi aldım çarşıdan ucuza;


Gizli gizli neler anlattı bana;

Bir şahdım, dedi; altın kupam vardı;

Şimdi neyim? Testi oldum şaraba.


Kaderin elinde boynum kıldan ince:


Tüysüz kuşa dönerim ecel gelince,

Yine de toprağımdan testi yapın siz:

Dirilirim içine şarap dökünce.Kalk gel! Hatırımız için gel.

Dileğimizce bir zorumuzu hallet.

Bir testi şarap getir. Ki, vücudumuzun toprağından

Testi yapılmadan önce Kana kana testiden içelim.






http://mfkaragul.blogspot.com.tr  sayfasından alınmıştır.




ZAMANIN ÇÖKTÜĞÜ İLAHİ MAKAM! DMT




 






Öncelikle belirtmeliyim ki bu yazıda hiç kimseye hiç bir şey öğretme gibi bir amacım yok. Sadece öğrenmeye çalışan, paylaşan biriyim. Bu sebeple yorumlarınızı esirgemeyiniz. Teknik kısımlarda eleştirilere açığım ama ana fikir olarak son derece sabit fikirliyim, özellikle bu konuda. 



SUYUN BİLİNMEYEN YÖNÜ




















Bu yazı aslında bir su arıtma cihazının tanıtım sayfasından alındı, SUYUN BİLİNMEYEN YÖNÜ ile ilgili bilgiler.

SERAMİK SANATÇISI NE YAPAR?


SERAMİK SANATÇISI - Mesleği ve Özellikleri







 

Seramik Sanatçısı; 

Sanat adına seramik malzemelerle üretim yapabilen ve ürettiği eserleri sergileyip, sanatseverlerin beğenisine sunan kişidir. 









 

GÖREVLERİ:




  •  Ortaya koyacağı (üreteceği) ürünün tasarımını ve desenlemesini (çizimini) yapar,

  •  Ürünleri biçimlendireceği model ve kalıpları hazırlar,

  •  Seramik çamurunu hazırlar, sıvı ve plastikliğine göre akışkanlığını ve yoğunluğunu ayarlar,

  •  Mekan ve fiziki şartlar yeterli değilse seramik çamurunu hazır alır,

  •  Eğer kalıplı çalışıyorsa, sıvı çamurun kalıba döküm ve kalıptan alma işlerini yapar,

  •  Plastik çamurla çalışıyorsa, tasarıma bağlı olarak şekillendirme işlemi yapar, gerekli görürse tasarımı yeniden yapar,

  •  Seramik çamurunun pişme, küçülme ve kuruma–küçülme deneyini yapar,

  •  Kullanacağı sırların (şeffaf-transparent, örtücü-opak, artistik vb.) deneylerini yapar, (düz plaka ve eğik yüzey üzerinde görünüm, akışkanlık, ısı reaksiyon vb.)

  •  Şekillendirilmesi yapılmış form üzerinde gerekli gördüğü; kazıma, kesme, perdahlama işlemlerini yapar, desen uygulamasını gerçekleştirir.

  •  Ürünün sırlı pişirimini yapar,

  • Gerek görürse dekorlama işlemini ve dekor pişirimini yapar,

  •  Ürettiği ürünleri sergiler sergi satışı gerçekleştirir.








 

KULLANILAN ALET VE MALZEMELER:




  • Seramik çamuru (Döküm çamurları ve plastik çamurlar),

  • Model kalemleri, (Ahşap-Metal-Plastik)

  • Kalıp yapımı için alçı, gomalak, arap sabunu

  • Sünger, çeşitli boy testereler, zımparalar, değişik ebatlarda kazıyıcı aletler,

  • Kalıp tahtaları ve alçı plakalar, seramik boyaları, (Sır altı, sır üstü)

  • Oksitler, seramik fırçaları, elek baskı, sır, fırınlar,

  • Karıştırıcı (Mikser), Alçı tornası, Çamur tornası,

  • Kurutma kabini,

  • Sırlama kabini, deneme fırını (Renklendiricileri görmek için),

  • Sır değirmeni, elekler,

  • Kompresör, serigrafi baskı düzeni,

  • Deneme ve mamül fırını,

  • Dip alma ve kazıma kalemleri-aletleri,

  • Çekme teli ve misina,

  • Yumuşak sistre, Kalın sistre, Çeki tahtaları,

  • Alçı masa, Mermer masa, Vakum pres, Filter pres (Çamuru filtre ederek plastik hale getirmek için)







Elektrikli Seramik Fırını












Odunlu Pişirim








 



MESLEĞİN GEREKTİRDİĞİ ÖZELLİKLER:

 

Seramik sanatçısı olmak isteyenlerin;




  • Üst düzeyde sanatsal yeteneği olan,

  • El ve gözünü eş güdümle kullanan,

  • Şekil ve uzay ilişkilerini görebilen,

  • Renk algısı yüksek,

  • Estetik görüş sahibi,

  • Bir nesneyi tasarlama ve çizim yeteneğine sahip,

  • Ayrıntılara dikkat eden,

  • El ve parmak becerisi yüksek,

  • Yeteneğini sürekli geliştiren, yaratıcı, sabırlı, eleştiriye açık, hoşgörülü


kimseler olması gerekir.

 





ÇALIŞMA ORTAMI VE KOŞULLARI:

 



Seramik sanatçısı, seramik ürünlerinin yapıldığı, mümkünse; geniş, ferah ve ışıklı atölyelerde çalışır. Çalışma ortamı nemli, alçı ve çamur malzemeleri ile kirlenmiş, sıcak ve kokulu olabilir. Bireysel ve ortaklaşa çalışmalar yapabilir. Tasarımını yaptığı işleri farklı mekan ve atölyelerde hazır malzemelerle şekillendirip, astarlayıp, boyayıp, desenleyip sırlayabilir. Pişirme işlerini başka atölyelerde gerçekleştirebilir. Meslektaşları, sanatseverler, müşteriler, müze ve galeri yetkilileri ve ilgili kişilerle iletişim içindedirler.







ÇALIŞMA ALANLARI VE İŞ BULMA OLANAKLARI:

 



  • Seramik bölümünde öğrenim görmüş kişiler, serbest sanatçı olarak çalışabilirler.

  • Kültür Bakanlığının ilgili birimlerinde veya kamu ve özel sektör kuruluşlarında Sanat Danışmanı olarak çalışabilirler.

  • Güzel Sanatlar Fakültesinin ilgili bölümlerinde Öğretim Görevlisi olarak çalışabilirler.

  • Seramik Sanayii ile ilgili fabrika ve atölyelerde çalışabilirler.








SERAMİK BÖLÜMÜ OLAN ÜNİVERSİTELER:

 



Mesleğin eğitimi aşağıdaki üniversitelere bağlı Güzel Sanatlar Fakültesi Seramik Bölümünde verilmektedir.




  • Afyon Kocatepe Üniversitesi

  • Akdeniz Üniversitesi (Antalya)

  • Anadolu Üniversitesi (Eskişehir)

  • Bilkent Üniversitesi (Ankara)

  • Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi

  • Çukurova Üniversitesi (Adana)

  • Dokuz Eylül Üniversitesi (İzmir)

  • Dumlupınar Üniversitesi (Kütahya)

  • Erciyes Üniversitesi (Kayseri)

  • Kocaeli Üniversitesi

  • Sakarya Üniversitesi

  • Selçuk Üniversitesi (Konya)

  • Süleyman Demirel Üniversitesi (Isparta)

  • Marmara Üniversitesi (İstanbul)

  • Mersin Üniversitesi

  • Mimar Sinan Üniversitesi ( İstanbul )

  • İstanbul Üniversitesi



Her yeni eğitim-öğretim yılında  bu listeye yeni üniversiteler katılabilir.












MESLEK EĞİTİMİNE GİRİŞ KOŞULLARI:

 




  • Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) tarafından yapılan lise son sınıf öğrencilerinin ve mezunlarının katıldığı öğrenci seçme sınavı (ÖSS) den gerekli baraj puanı alması ve üniversitelerin ilgili bölümlerince yapılacak olan özel yetenek sınavında başarılı olması gerekir.





  • Meslek Yüksek Okullarının Endüstriyel Seramik, Cam, Cam – Seramik, Seramik, Teknik Seramik önlisans bölümlerinden mezun olanlar ÖSYM tarafından yapılan Dikey Geçiş Sınavını kazandıkları takdirde Seramik Lisans Programına dikey geçiş yapabilirler.








EĞİTİMİN SÜRESİ VE İÇERİĞİ:



Seramik Bölümünde 8 yarıyıllık dönemlerden oluşan 4 yıl süreli eğitim verilmektedir:





1.Dönem:



Genel Sanat Tarihi-I, Sanat Kavramlarına Giriş-I, Temel Sanat Eğitimi-I, Desen-I, Temel Kimya-I, Seramiğe Giriş-I, Teknik Resim ve Perspektif-I, Türk Dili-I, Yabancı Dil-I, Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi-I





2. Dönem:



Genel Sanat Tarihi-II, Sanat Kavramlarına Giriş-II, Temel Sanat Eğitimi-II, Desen-II, Temel Kimya-II, Seramiğe Giriş-II, Teknik Resim ve Perspektif-II, Türk Dili-II, Yabancı Dil-II, Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi-II





3. Dönem:



Genel Sanat Tarihi-III, Estetik-I, Seramik Teknolojisi ve Uygulamaları-I, Alçı Atölyesi-I, Desen-III, Seramik Tasarım Atölyesi-I, Uygarlık Tarihi-I, Yabancı Dilde Okuma ve Konuşma





4. Dönem:



Genel Sanat Tarihi-IV, Estetik-II, Seramik Teknolojisi ve Uygulamaları-II, Alçı Atölyesi-II, Desen-IV, Seramik Tasarım Atölyesi-II, Uygarlık Tarihi-II, Mesleki Yabancı Dil-I





5. Dönem:



Çağdaş Sanat ve Yorumu-I, Seramik Teknolojisi ve Uygulamaları-III, Yapı ve Endüstri Seramiği-I, Yapı ve Sanat Seramiği-I, Dekor ve Montaj Tekniği-I, Sanat Toplum Bilimi-I, Bilgisayar-I, Mesleki Yabancı Dil-II





6. Dönem:



Çağdaş Sanat ve Yorumu-II, Seramik Teknolojisi ve Uygulamaları-IV, Yapı ve Endüstri Seramiği-II, Yapı ve Sanat Seramiği-II, Dekor ve Montaj Tekniği-II, Sanat Toplum Bilimi-II, Bilgisayar-II, İş Hayatı için Yabancı Dil





7. Dönem:



Günümüz Dünya Sanatı-I, Ergonometri, Ser. Restorasyon ve Konservasy. Seçmeli Ders-Proje I, Sanat Felsefesi-I, Bilgisayar-III





8. Dönem:



Günümüz Dünya Sanatı-II, Seramik Tarihi, Seminer, Seçmeli Ders-Proje II, Sanat Felsefesi-II, Bilgisayar-IV



 



MESLEKTE  İLERLEME:



Dört yıllık lisans eğitiminden sonra kendi alanlarında master ve doktora eğitimi alarak kariyerlerini yükseltebilirler, yüksek öğretim kurumlarında öğretim üyesi olabilirler.



 



BURS, KREDİ VE ÜCRET DURUMU





Eğitim Süresince:





  • Yüksek Öğretim Kredi ve Yurtlar Kurumu Genel Müdürlüğünün sağladığı yüksek öğrenim ve harç kredisinden yararlanabilirler.

  • Çeşitli kurum ve kuruluşlarının sağlamış olduğu burs imkanlarından yararlanabilirler.








Eğitim Sonrası:

 




  • Seramik sanatçılarının kazanç durumları çalıştıkları işyerlerinin büyüklüğü ve meslek mensuplarının tanınmışlığı, tecrübesi, eserlerine olan ilginin olup olmamasına göre değişiklik arz eder.

  • Yapılan araştırmalarda meslek mensuplarının kazanç durumları asgari ücret ile asgari ücretin 3 katı oranında değişiklik gösterdiği gözlemlenmiştir.

  • Meslek mensupları özgün çalışmalar yapması ve ürettiği ürünün sanat severler tarafından tutulması halinde çok yüksek oranlarda kazanç elde edebilirler.


 





AYRINTILI BİLGİ İÇİN BAŞVURULABİLECEK YERLER:

 



İlgili eğitim kurumları,



Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü Ankara Meslek Danışma Merkezi,



Bünyesinde Meslek Danışma Merkezi bulunan Türkiye İş Kurumu İl ve Şube Müdürlükleri.


UÇAN MELODİLER - PSYCHEDELIC TRANCE

























Bu müzikte, sözcüklere dökmenin aslında çok da mana ifade etmeyeceği bir doku var. Belkide hiçbir psikoaktif ilacın, ibadetin, meditasyon tekniğinin ve manevi inisiyasyonun yerini alamayacağı, ulaşamayacağı bir doku. Bu dokunun tadını bir kez duyumsayanlar için, ne geçmiş, ne gelecek, ne de ''AN'' aynı kalabiliyor.

SERAMİĞİN TARİHÇESİ

 



 



Seramiğin Tarihçesi

Seramik ateşin bulunup kullanılmasından sonraki tarihlerde yapılmaya başlanmıştır.

İlk seramiğin M.Ö. onuncu ve dokuzuncu binlerde üretildiği saptanmıştır. En eski ve önemli bulgulara Türkistanın Aşkava bölgesinde (M.Ö.8000), Filistin’in Jericho bölgesinde (M.Ö.7000), Anadolu’nun çeşitli höyüklerinde (örneğin Hacılar,M.Ö.6000) ve mezopotamya olarak adlandırılan Dicle-Fırat nehirlerinin arasında kalan bölgede rastlanmıştır.

Seramiğin ilk hammaddesi balçık adı ile tanınan çok ince taneli koyuca kıvamlı çamur birikintileri, ilk seramik kaplarsa balçık ile sıvanmış sepetlerdi.

Bu balçık sıvalı sepetlerin ateş ile buluşup sertlik kazanmaları sonucu oluşan seramik kaplar, kullanışlı kap kacakları oluşturdular. Balçığa karıştırılan daha az özlü toprak ve nehir kumları ile çamurun özsüzleştirilmesi ve böylelikle ateşten daha başarılı sonuç alındı.

İlk çamur hazırlama teknikleri yoğurma, çiğneme ve dövmeydi.

Kurutma açık havada doğal olarak yapılmaktaydı.

İlk çamur şekillendirme yöntemi de el ile serbet şekillendirmeydi. Sonra devreye el ile çevrilen torna daha sonrada ayak ile çevrilen tornaya bıraktı. Diğer bir şekillendirme yöntemi de kutu formundaki tuğla kalıplarıydı.

Pişirme başlangıçta açık ateşte açıkta yapılmaktaydı. Açık ateşin fırınlara aktarılması ile büyük aşama kaydedildi. İlk fırınlar odunla ısınmaktaydılar.

Tarihin erken dönemlerinde seramik yapımında kullanılan bu ilkel yöntemler (hazırlama,kurutma,pişirme) doğallıkları nedeni ile günümüze kadar gelmişlerdir.

'SERAMİK' SÖZCÜĞÜ











Seramik türü ürünlere ismini veren tanımlama Yunanca'dan gelmektedir. Şarap
içilmesi gelenekleşmiş törenlerde ve şölenlerde, şarap ve büyük olasılıkla diğer başka
içkiler, bardak yerine geçmekte olan şekillendirilmiş boynuz kaplardan içilmekteydi.

Yunanca'da boynuz sözcüğünün 'karşılığı olan kelime “keramos” olduğundan,
keramoslar yerlerini seramik kaplara bıraktıktan sonra da, seramik kaplar bu adla
anılmaya başlandı.





Böylece seramik üreten çömlekçilere “kerameus”, bu çömlekçilerin eski Atina'da
toplu olarak oturdukları bölgeye de “Keramikos" adı verildi. Çeşitli batı
dillerine az çok değiştirilerek aktarılan bu sözcük, Fransızca'da “Céramique”
İngilizce'de “Ceramic”, Rusça'da "Keramika" olarak yer almaktadır.



 İlk seramik ürünler çömlek olarak adlandırdığımız kap-kaçak türündeydi. Bu
çömlekler büyüklü küçüklü olup, içlerinde yakılan ölülerin küllerinin saklandığı
“urne” olarak adlandırılan küplerden su kaplarına, kulplu çömleklere kadar çeşitli
türleri vardı.

 

Mezopotamya ve İran'da, özellikle Mısır'da, Nil nehri balçığından yapılma
tuğlalar, Babil'de üzerine yazı yazılan kil tabletler, seramik ürünlerin ilginç
örneklerini oluşturmaktadırlar.



 Bugün Berlin'de Bergama Müzesinde  sergilenen, Babil kralı 2. Nebukadnezar devrinde (MÖ 575) tören caddesi olarak kullanılan yolun ünlü İştar kapısı, kobalt mavisi tuğlaları ve kahverengi röliyefli hayvan figürü oluşturan tuğlaları ile eşsiz bir örnek görünümündedir.

Yunan ve Roma türü seramiklerde en çok rastlanan form vazo formları olup, “terra
sigilata” tekniğinin tek temsilcisidirler.

İslam sanatının güzel örnekleri olan sırlı seramikler, İran ve Türkistan'dan
Selçuklu'lar ile Anadolu'ya girmiştir.

 Osmanlılarda devam eden çini sanatı, 16. yüzyılda İznik'teki çok sayıda kurulmuş
olan atölyeleri ile, Bursa ve İstanbul'un en ünlü Osmanlı yapılarını süsledi. Günümüzde   seramikçilik ve  çinicilik sanatı, bir tek atölye bile kalmamış olan İznik'ten (Turistik olanlar hariç)  Kütahya'ya geçmiş durumda.

İznik ile Kütahya seramikçiliğinin arasındaki devirlerde (l8.yy ortaları), batı
Anadolu'da ortaya çıkan önemli bir seramikçilik merkezi de Çanakkale'de oluştu.



 İslam ülkelerinde gelişen seramikçilik, Arapların İspanya üzerinden Avrupa'ya
çıkmaları ile daha 9.yy da başta İspanya ve İtalya olmak üzere diğer Avrupa
ülkelerine yayıldı.

Ortaçağda İtalya'nın Faenza kentinde üretilen seramiklere, günümüzde de kullanılan Fayans adı verildi. Fayansın geleneksel yapısını kırığı renkli seramikler oluşturmaktaydı. Giderek kırığı beyaz, akçini benzeri ürünlere de bu ad verildi.

Bir Akdeniz adası olan Majorka adasında üretilen seramikler ise “mayolika” adı ile anıldılar.



Mayolikanın  genel tanımlaması kırığı beyaz olmayan, beyaz örtücü sırla sırlanmış ve renkli sırüstü tekniği ile dekorlanmış seramik ürünler şeklindeydi.

Almanya”da, Johann Friedrich Böttger'in 1709 yılında porseleni yapmasına dek,
gözenekli (akçini) ve gözeneksiz (pekişmiş çini) çamurlar endüstriyel üretimlerde
kullanıldılar. 1710 yılında Meissen'de ilk porselen manifakturu kuruldu. Bunu çeşitli
Avrupa şehir ve ülkelerinde kurulan porselen fabrikaları izledi.



 Porselen sözcüğü de  keramos gibi ayrı bir malzemeden gelmektedir. Porselen,
Lâtince'de bir tür kabuklu deniz hayvanının (istiridye) kabuğunun “porsella” olan adıdır.

Porselenin, ana vatanı olarak bilinen Çin'de,  MÖ 185 yılında bulunduğu sanılmaktadır. Son bulgular ile, porselen olarak adlandırılabilecek ürünlerin Çin'de MÖ 1122-770 yılları arasında üretildiği saptanmıştır. En kaliteli ürünler 15.-l7.yy arasında yapılmış, sonra gerileme devri başlamıştır.



 Türkiye'de ilk porselen yapımı girişimleri, Osmanlı devrinde l8.yy sonlarında,
İstanbul'da Haliç yöresinde, özellikle Galata ve Balat'taki küçük atölyelerde başladı.Kurulan ilk porselen fabrikası da, Fransız'ların öneri ve yardımlarıyla kurulan Yıldız Porselen ve Çini fabrikasıdır.

Türkiye'de Cumhuriyet devrinde, gerçek bir seramik endüstrisinin kuruluşu 1960
yılı ve birkaç yıl öncelerine rastlar. Eczacıbaşının girişimi ile ilk kez sağlık gereçleri
endüstrisi ve Bodur'un girişimi ile de duvar ve yer karoları endüstrilerinin
başlangıçları yapıldı.

 




Kaynak: Seramik Teknolojisi - Prof.Dr.Ateş ARCASOY


 

KUVARS KRİSTALİNİN ÜZERİMİZDEKİ ETKİSİ



















Kainatta beş ışınlı simetrinin yasaklanmış olmasına rağmen kristallerin bu yasağa aykırı bir tabiatı söz konusudur.   N. V. Belov (1891-1982)

ZAMAN İÇiNDE ORGON ENERJiSi















ORGONOMİ NEDİR?
19.yüzyılın dahilerinden biri sayılan Doktor Sigmund Freud (1856-1939) psikanaliz adı verilen derinlik kuramında ‘libido’ kavramından bahsetmektedir.

ÜZERLİK OTU VE ARKEOLOJİ


























Üzerlik otu ya da Üzerklik otu arkeologlarca yerin altındaki arkeolojik buluntuların yerini tespit etmek için en büyük işaret olarak bilinir.

Diğer bir deyişle arkeologlar herhangi bir açık arazide üzerklik otu mevcut ise yerin altında mutlaka arkeolojik buluntu vardır varsayımı ile kazıya başlarlar.

SERAMİK NEDİR?







Seramik; dört ana element olan Ateş, Hava, Su ve Toprağı, en etkin ve en yalın şekilde kullanarak ortaya eserler çıkaran Sanat ve Mühendislik alanıdır. Toprak ve Sudan oluşan çamurun şekillendirilerek Doğal kuruması, ortalama olarak 900/1400c arasında pişirilerek ortaya çıkarılması sonucu, solmadan ve bozulmadan yüzyıllar boyunca dayanabilen eserlerdir seramik.

Ufuk ÖZÇİZME










‘’ Seramik altının Toprak, üstünün Cam olduğunu duyumsatandır!..   İnsanın yeryüzüyle, Gökyüzü arasında yaşadığını anımsatan bir duygudur bu.



Dünyamızın dönmesi örneği, çoğu kez dönen bir çark üzerinde biçime ulaşır seramik.



O nedenle de bu yaratıcı kaynağı kullanmak, çarkı döndürmek gerek diyorum... ‘’



Prof. Dr GÜNGÖR GÜNER










 



Seramik,  geleneksel bir anlatım dili ile şu şekilde tanımlanır. Organik olmayan malzemelerin oluşturduğu bileşimlerin , çeşitli yöntemler ile şekil verildikten sonra, sırlanarak veya sırlanmayarak sertleşip dayanıklılık kazanmasına varacak kadar pişirilmesi bilim ve teknolojisidir.



Günümüzde seramik tanımlaması şöyle de yapılabilmektedir:  Metal ve alaşımları dışında kalan, inorganik sayılan tüm mühendislik malzemeleri ve bunları  ürünlerinden olan her şey seramiktir.



Bu tür tanımlamanın yanısıra seramik , aynı zamanda bir sanat dalıdır.



Prof. Dr Ateş ARCASOY



 

 

 






14 Haziran 2014 Cumartesi

Manifesto




Seramik için toprağın ateşle dansı denir. On binlerce yıl öncesinden günümüze gelerek, insanın ateşle buluşmasından bu yana sürekli gelişen bir sanat dalı olmuştur. Tarih öncesinden bugüne kadar binlerce yıllık gelişimin getirdiği dayanıklılık, estetik ve bilgelik bu sanatın içerisinde fazlasıyla vardır.



Bir kültürü geleceğe taşıyan, uygarlıkları kalıcı kılan en önemli unsur eserleridir. Sanatın bu anlamda kalıcı ve birleştirici bir özelliği vardır. İnsanlığın ilk yıllarından beri yaşanılan mekana, ortama, kullanılan tekniğe göre sürekli gelişmiştir. Bu gelişime baktığımızda topraktan mamul eşyanın yapımı ile aynı paralellikte ilerlediğini görürüz.


Tüm bu özellikleriyle hiç şüphe yoktur ki antik çağ sanatının en iyi izlenebildiği alanlardan biri seramiktir. Bu anlamda seramik yeni bir yüzyıla girdiğimiz şu günlerde bile kanıt olacak malzeme konumundadır. Sanatın tarihsel süreci hakkında bilgilendikçe seramik sanatına karşı kişisel bir bakış açısı kazanır ve yaşadığımız bölgenin tarihine dolayısı ile sanatına daha duyarlı oluruz.

Bugün artık özgün ve zengin zevkleri olan bireylerin çağdaş seramik tasarımlarını tercih ettiğini görmekteyiz ancak, özellikle ülkemizde büyük bir çoğunluk için SERAMİK sözcüğü bir sanat ve kültür dalından çok, günlük kullanım alanlarını ifade etmektedir.

Ne yazık ki sanata ve bilime çeşitli sebeblerden dolayı uzak kalmamızın bir sonucu olarak oluşan bilgi ve ilgi eksikliğinden seramik sanat dalıda nasibini almıştır.


El yapımı ve yüzde yüz doğal ürünler hayatlarımızda çok fazla yer bulamamakla birlikte, plastik ve kötü kaliteye sahip uzak doğu ürünleri bilinçsiz bir şekilde tercih edilmektedir. Oysa ki insanlığın tarihiyle neredeyse yaşıt olan seramiğin, yaşamlarımız da daha fazla yer alması bir istekten ziyade bir gereklilik olmalıdır.


Çünkü seramik, dört ana element olan Ateş - Hava - Su ve Toprağı aynı anda en yalın ve en sade şekilde kullanabilen tek sanat dalıdır. Bu sadelik ve yalınlıkla yapılan her bir parçanın yer yüzünün gücünü yansıttığını düşünürken, bu güçten ilham alarak seramik sanatının antik ve etnik geçmişini, çağdaş ve modern şekli ile yansıtmaya çalışıyorum / Ufuk Özçizme 15,06,2014